19 Ağustos 2008 Salı

Marc Levy

Marc Levy Fransız bir yazar.Çok eskiye dayanan bir yazı geçmişi yok.1998 yılında yazmaya başlamış.İlk romanı da "Keşke Gerçek Olsa".
Ben de Marc Levy ile yeni tanıştım diyebilirim.Birkaç sene oldu."Keşke Gerçek Olsa" adlı kitabını tesadüfen alıp okudum.Özellikle duyup almış değilim yani.Okur okumaz da hayran oldum!Kitap bir aşk hikayesini anlatıyor.Ama sıradan bir aşk hikayesini değil.Kitabın kadın karakteri Lauren trafik kazası geçirir ve bitkisel hayata girer.Lauren'ın bedeni hastanedeki odasında yatarken, ruhu dolaşmaya başlar ve ilk olarak, yıllardır oturmuş olduğu, ama o bitkisel hayata girdikten sonra mimar Arthur'a kiralanmış daireye gider.Burada Arthur onu görür ve birlikte yaşamaya başlarlar.Ama işin ilginç yanı, Lauren'ı Arthur'dan başkası görememektedir ve bu da başlarına bir sürü olay gelmesine neden olur.Gerçekten çok sürükleyici ve gülümseten bir kitaptı.Bir iki kez okudum üstelik.

Daha sonra bu hikaye filme de çekildi."Just Like Heaven" adıyla çekilen filmde Reese Witherspoon ve Mark Ruffalo oynamıştı.Filmi de tıpkı kitap gibi çok başarılıydı.

Sonraları kitabın devamının yazılacağını duydum.Tabii dört gözle bekledim devamını.En sonunda ikinci kitap 2005 yılında "Sizi Tekrar Görmek" adıyla çıktı.Bu kitabı geçenlerde okuyup bitirebildim.Aslında bitirmemek için elimden geleni yaptım ama bitti tabii.Bir devam kitabı olan "Sizi Tekrar Görmek", yine o akıcı üslupla yazılmış, aldı götürdü beni.Bu kitapta da Lauren ve Arthur'un bu kez daha farklı maceralarıyla karşılaşıyor insan.

Bu iki kitabın dışında yazarın diğer kitapları:

        • Dostlarım Aşklarım
        • Gelecek Sefere
        • Neredesin
        • Sonsuzluk İçin Yedi Gün
Marc Levy'nin kitaplarını okuyup da hayranı olmamak mümkün değil.Üstelik yazarın ailesi de İzmir kökenli...

17 Ağustos 2008 Pazar

İpek Ongun ve Ben

İpek Ongun'un hayatımda büyük bir yeri var.Ortaokul dönemimde onun kitaplarıyla tanıştım ve hala da o kitapları bırakmış değilim.Bana ve hayatıma kattıklarını ne kadar anlatsam da bitiremem.Bu nedenle blogumda ona yer vermek istedim.Böylece ona olan teşekkürlerimi biraz olsun ifade edebilirim.
İpek Ongun bence her kız çouğunun, kitaplarını okuması gereken bir yazar.Her kitabından ayrı ayrı bahsetmek gerekir.Ama özellikle "Bir Genç Kızın Gizli Defteri" serisini tüm genç kızlara ve genç kadınlara tavsiye ediyorum.Ben 26 yaşındayım ve onun kitaplarını defalarca okudum, hala da okumaya devam ediyorum.Ne zaman canım sıkılsa, bir problemim olsa, açar bir kitabını okumaya başlarım ve günüm aydınlanır.İnanın kitapların her birini artık ezberledim diyebilirim.Okuyanlar bilir,"Bir Genç Kızın Gizli Defteri" serisinin kahramanı Serra, artık benim hayatımdan biri gibi oldu.Sanki canım sıkıldığında telefona sarılıp, onunla konuşabilecekmişim gibi hissediyorum.
İpek Ongun Türkiye'nin ender yetiştirdiği kıymetli yazarlardan ve gençliğimize büyük katkılar sağlamış biri.Ona, kendi adıma, en azından benim hayatıma sunduğu güzelliklerden dolayı buradan teşekkür etmek istiyorum.İyi ki varsın İpek Ongun...

14 Ağustos 2008 Perşembe

Maeve Binchy

Maeve Binchy'yi mutlaka duymuşsunuzdur.Dublinli olan yazarın kitapları Doğan Kitap'tan çıkıyor.Muhteşem bir anlatımı var.Her bir öykünün içinde kayboluyorsunuz sanki!Kitaba başladığınızda karşınıza birden o kadar çok karakter çıkıyor ki, "ben bunların hepsini nasıl aklımda tutacağım?" diyor insan.Ama sadece birkaç sayfa ilerlemeniz, kendinizi kitabın akışına kaptırmanıza yetiyor.Yazarın şimdiye kadar yazdığı 14 kitabı var:
  • Yalnız Kadınlar Sokağı (Tara Sokağı)
  • İtalyanca Aşk Başkadır
  • Geri Döneceksin
  • Aşk Mutfakta Pişer
  • Hayatın Ta Kendisi Lokantası
  • Ateşböceklerinin Mevsimi
  • Yıldızlı ve Yağmurlu Geceler
  • Aşkı Yarın Yaşayacaksın
  • Aşk, Bir Kere
  • Bir Dilek Tut Benim İçin
  • Aşıklar Korusu
  • Gümüş Yıldönümü
  • Leylak Zamanı
Ben şu anda "Bir Dilek Tut Benim İçin" adlı kitabı okumaya başlayacağım.En son çıkan iki kitabı "Gümüş Yıldönümü" ve "Leylak Zamanı" henüz almadım, ama en kısa zamanda alacağımdan emin olabilirsiniz:) Bunların dışındaki diğer kitaplarının hepsini okudum.Her biri birbirinden güzel!Sizlere de mutlaka tavsiye ederim.

12 Ağustos 2008 Salı

Chicken Literature

Bu chick lit (chicken literature) -Türkçe'de piliç edebiyatı deniliyor- denilen şeyi ben çok sevdim.Uzun süredir bu tarz kitaplar okuyorum, eğlendiriyor beni.Evet edebi bir yönü olmayabilir ama ben sevdim:) Öyle sinemada yada tvde izlediğim romantik aşk komedilerine benzetenler olabilir ama bence onlar kadar klişe değil.Bu kitaplar çok eğlenceli.Gerçekten insanın ruh haline iyi geliyor!Benim özellikle takip ettiğim ve şu ana kadar çıkmış tüm kitaplarını okuduğum yazarlar var.Mesela Jane Green'den asla vazgeçmem!Muhteşem yazıyor!Üstelik onun kitaplarını keşfedip okumaya başladıktan sonra, bu chick lit sevdam başladı:) Sonra Marian Keyes ve Robyn Sisman'ı keşfettim.Bu üç yazarın şimdi bütün kitaplarını okuyorum.Hem Türkçe çevirilerini alıyorum, hem de İngilizce orijinallerini.Piliç edebiyatı yazarlarından Cecilia Ahern, Sophie Kinsella, Jill Mansell, Susannah Bates, Lisa Jewell, Kate Jacobs'u önerebilirim.Dahası da var ama şimdilik bu kadar yeter!Eğlenmek, stres atmak, kafa dağıtmak isteyenlere şiddetle tavsiye derim:)

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Jill Mansell

Jill Mansell adlı yazarla yeni tanıştım.Daha önceleri de kitaplarını görmüştüm ama okuma fırsatım olmamıştı.Sonunda bir kitabını aldım ve okumaya başladım. "Tam İstediğim Gibi." Bu kitap, son zamanlarda pek çok yerde insanın karşısına çıkan chicken literature adı verilen türden. Yani yirmili ve otuzlu yaşlarda özellikle bekar ve çalışan genç kadınlara yönelik yazılan bir edebiyat türü.Ben de bu tarz epey kitap okudum ve okumaya da devam ediyorum.

Jill Mansell'ın kitabını henüz bitirmedim.Bitirmek için de sabırsızlanıyorum.Bence bu türün güzel örneklerinden birisi.Bu kitabı bitirdikten sonra, aynı kadının diğer kitaplarını da almayı düşünüyorum.Siz de bir göz atın derim...