28 Nisan 2010 Çarşamba

Hamilelik ve Annelik















Son zamanlarda değişik türde kitaplar da okumaya başladım arkadaşlar.Ee, yaşam tarzımıza göre de belirliyoruz seçeneklerimizi:)

Yavaş yavaş bebek sahibi olmak istediğimize karar verdik eşimle.Eh bu durumda bir kitapkurdu olarak bana ne yapmak süşer?Evet bildiniz!Hamilelik, annelik, bebek bakımı ile ilgili kitaplar okumak tabii ki!Şimdi diyeceksiniz ki, biraz erken değil mi hemen böyle kitaplar okumak, daha ortada fol yok yumurta yok!Öyle ama ben önceden okuyup da bu konuda bilgi sahibi olmak ve sonrasında da rahat etmek istiyorum.Tabii herşey kitaplardan öğrenilmiyor ama yine de çok faydalı bilgiler var kitaplarda.
Hem zaten kitap okumayı ne kadar sevdiğimi (hatta manyaklık derecesinde olduğumu!) biliyorsunuz!Eh biraz da bu konuda bilgi sahibi olmakta zarar yok bence:)

Hamilelik ve annelik üzerine geçenlerde okuduğum bir kitaptan bahsetmek istiyorum.Ayşe K.Kozansoy'un Hamilelik ve Annelik adlı kitabı.Yazar Ayşe K.Kozansoy 1975 yılında Lefkoşa'da doğmuş.Üniversite eğitimini 9 Eylül Üniversitesi İngiliz Dili ve Eğitimi bölümünde tamamlamış, İskoçya'da aynı alanda yüksek lisans yapmış.İngilizce öğretmeni olmasına rağmen tıp alanında, özellikle kadın-doğum onun için büyük bir ilgi alanı olmuş ve yıllarca yaptığı araştırmalarını Bebeğimle 9 Ay 10 Gün adlı kitapta toplamış.Hamilelik ve Annelik yazarın ikinci kitabı.

Kitap 4 ana bölümden oluşuyor:
1.Bölüm: Hamilelik ve Genel Kaygılar
2.Bölüm: Birileri içimdeki sesi duyuyor mu acaba?
3.Bölüm: Doğum Yaklaşırken
4.Bölüm: Doğumdan Sonraki Hayatınız

Eğer daha önce hamilelik ya da annelik üzerine hiç kitap okumadıysanız, bu konular hakkında fazla detaya girmeden, genel bilgiler edinmek istiyorsanız bu kitap sizin aradığınız kitap olabilir.İçerisinde, bir kadının hamilelik, doğum ve doğum sonrası dönemlerinde yaşadıkları, duyguları anlatılıyor.Çok fazla bilimsel bilgi içermeyen, daha çok duyguları anlatan bir kitap.Hamileliğin tüm evrelerinden kısa kısa bahsedilmiş ve annelere tavsiyeler de verilmiş.Anneliğe kendimi hazır hissediyor muyum?Eşim iyi bir baba olacak mı?Hamilelik ve estetik kaygılar.İsim koyma sıkıntısı.Doğum korkusu.Bebeğinizin Nelere İhtiyacı Var?Uykusuz Geceler Geliyooor!Doğumdan Sonraki İlk 3 Gün!Doğum Sonrası Depresyon.Anneyim Ama Kadınım da... kitaptaki başlıkların bazıları.

Ayrıca kitapta, yazara, yaptığı araştırmalarda destek ve yardımcı olan doktorlar da var:Jinekolog Opr.Dr.Faiz Sucuoğlu, Psikiyatri dalında Uzman Dr.Abidin Akbirgün, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr.İlkan Hepgüler ve Beslenme ve Diyet Uzmanı Hidayet Ağören.

Kitabın arka kapak yazısı da şöyle:
"Biiiiir....İki!!!Evet evet!İki çizgi!!!!İnanamıyorsunuz!Değil mi?Elinizdeki hamilelik testine tekrar tekrar koskocaman gözlerle bakıyorsunuz.Evet!İki...İki tane çizgi var!Ve hemen test paketinin içinden çıkan kağıdı titreyen ellerinizle çabucak açıyor ve inanamayan gözlerle bir testinize, bir test kağıdındaki "iki paralel çizgi=HAMİLE" yazısına bakıyorsunuz!Evet!Doğru!Hamileyim! diyorsunuz ve koskocaman gözlerle!Belki de testi gün ışığına tutup gördüğünüzden tamamen emin olmaya çalışıyorsunuz...Sonra onu bir kenara atıp haberi eşinize nasıl vereceğinizi düşünmeye başlıyorsunuz...Vee bir süre sonra içinizi bir şey kemiriyor.'Acaba sonuç hala aynı mı?Yoksa bana öyle mi geldi?Off...Ya değiştiyse?' derken, koşup testi bıraktığınız yerden çabucak tekrar alıyorsunuz ve bakıyorsunuz ki o iki çizgi hala orada!Tüm gerçekliğiyle!"

24 Nisan 2010 Cumartesi

Tok Tutan ve Kilo Vermeye Yardımcı Ara Öğün Seçenekleri

Geçenlerde Milliyet gazetesinin ekinde vardı Dilara Koçak'ın bu yazısı.Ben de sizlerle paylaşmak istedim.

BİR BARDAK SÜT, BİR MUZ VE ÜÇ CEVİZ:Diyet yaparken muz yemekten korkmanıza gerek yok.Yanında süt ile birlikte tükettiğinizdekan şekerinizi dengeler ve sizi mutlu eder.Yanında ceviz ile birlikte tüketildiğinde mutluluk hormonu kendini iyi hissettme ve tokluk için daha olumlu etki yapar.Özellikle spor yapanlar için egzersizden 45 dakika ya da 1 saat önce tercih edilebilecek çok iyi bir seçimdir.Sabah kahvaltı etmeyi sevmeyenler için de pratik bir kahvaltıdır.

MEYVELİ ŞEKERSİZ YOĞURT:Hem kalsiyum ve protein kaynağı hem de tatlı ihtiyacınız için iyi bir seçim.Eğer zamanınız varsa kendiniz de taze meyve ve yağsız yoğurt ile hazırlayabilirsiniz.Üzerine biraz ceviz veya badem de çok iyi olur.Bir ya da iki kaşık Beta-Glukan ile zenginleştirilmiş yulaf da sağlığınıza katkıyı artırır.

BETA-GLUKAN İLE ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ ATIŞTIRMALIK YULAF:Bu ürün "hem öğün aralarında yanımda kolayca taşıyabileceğim hem de çok sağlıklı olacak ne yiyebilirim?" diye düşünenler için harika bir seçim.
Yulafın içerisindeki Beta-Glukan adlı çözünür lif, hem kötü koleserolü düşürüp kan şekerini azaltır, hem de tokluk hissi yaratarak abur cubur atıştırmanıza engel olur.
Diğer suda çözülmeyen liflerin aksine doğru miktarda alınan yüksek kaliteli Beta-Glukan, mide ve bağırsakta safra asidini bağlayan ve şeker emilimini geciktiren viskoz bir jel oluşturur.
Yulafın yüksek teknolojiyle işlendiği ve tamamen doğal üründe hiçbir katkı maddesi de yok.Sabah kahvaltılarda süt, yoğurt gibi besinlerle tüketilebilir.
25 gramlık ufak paketler halinde satışa sunulan bu ürün, çerez gibi olduğu için kase içinde 10-15 yaban mersini, bir avuç beyaz leblebive 10 bademle karıştırılabilir.
Özellikle gece atıştırmadann duramayanlar ve yemek sonrası televizyon karşısında acıkanlar için çok iyi çözüm oluyor.

YARIM SİMİT VE PEYNİR:Öğleden sonra acıkanlar için keyifli ve pratik bir ara öğün.Yarım simit, iki dilim ekmeğe eşittir.Sağlıklı bir beslenme planı içerisinde en az dört dilim ekmek olması gerekir.Bu şekilde düşünüp simit keyfinize devam edebilirsiniz.Aslında aynı şekilde iki dilim ekmek ve peynir ile yağsız tost da tercih edilebilir.

LİFLİ VE ŞEKERSİZ BİSKÜVİLER:Yoğun çalışma temposu içinde öğün atlamak zorunda kalanlar için çantada, arabada, ofiste, seyahatte yani her yere taşınabilecek kolay bir ara öğün seçeneğidir.Az ve sık yemek yemek ve doğru seçimleri yapmak açlığınızı kontrol etmede önemlidir.Lifli ve şekersiz bu bisküviler, karbonhidrat kaynağı olduğu için yanında peynir, süt, yoğurt veya ayran gibi bir protein kaynağı tüketilirse tokluk hissi ve besin kalitesi açısından daha iyi bir seçim yapılmış olur.

10-15 BADEM, 4 KURU KAYISI VE SÜTLÜ KAHVE:Az yağlı süt ile kafeinsiz kahveye ulaşmak şehir hayatı için çok basit hale geldi.Yanına ilave edeceğiniz kayısı ve badem ise kalp sağlığı, potasyum, mazgnezyum ve demir açısından iyi bir seçim olur.

3 GRİSSİNİ VEYA GALETA, AYRAN:Yaz ayları için çok iyi bir seçim olur çünkü sıcak hava ve terleme ile birlikte vücutta yaşanacak sıvı ve elektrolit kayıbını ayran çok güzel dengeler.Yanına lifli bir karbonhidrat eklemek daha uzun süre tokluk hissetmenizi destekler.

BİR AVUÇ, BEYAZ LEBLEBİ, BİR BARDAK KEFİR:Bağışıklık sisteminin korunması ve detoks programları deyince kefir ilk akla gelen besinlerden biridir.Tarihi çok eskiye dayanan kefir, aynı zamanda iyi bir kalsiyum kaynağıdır ve tok tutar.Beyaz leblebi ile birlikte iyi bir ikili olduğunu düşünüyorum.Az yağlı kefir de tercih edilebilir, böylece daha az kalori alırsınız.

22 Nisan 2010 Perşembe

İki Günde İki Film

Akşamları genelde kocişle evde pek tv izlemiyoruz.Sadece pazartesi günü Türk Malı, cuma günü de Melekler Korusun izlediğimiz diziler.Bu günler dışında da mümkün olduğunca film izliyoruz.O kadar çok film var ki izlemediğimiz, şimdi açığı kapamaya çalışıyoruz:))Bu nedenle geçtiğimiz iki akşam birbirinden heyecanlı iki film izledik.

Salı akşamı izlediğimiz film Shutter Island-Zindan Adası idi.Recep İvedik 3'ü izlemeye sinemaya gittiğimizde fragmanını görmüş ve merak etmiştim.Aslında gerilim filmine benziyordu ve ben hiç öyle gerilim korku filmleri izleyemem aslında ama bu filmi cidden merak ettim.Bu yüzden izleyelim dedik ve iyi mi yaptık bilmiyorum!Neden derseniz, film tek kelimeyle MUHTEŞEM!İnanılmaz bir konusu var, psikolojik gerilim filmi.Yönetmen koltuğunda Martin Scorsese oturuyor, oyuncular ise Leonardo DiCaprio, Mark Ruffalo, Ben Kingsley ve Michelle Williams.İmdb notu 8.1 olan bu filmin konusu ise şöyle:Massachussets sahili açıklarındaki bir adada, suç işlemiş akıl hastalarının tedavi edildiği hastanedeki bir katilin esrarengiz şekilde kayboluşunu soruşturmakla görevlendirilen Teddy Daniels (Leonardo DiCaprio) ve Chuck Aule (Mark Ruffalo) adlı iki polisin baş döndüren hikayesi anlatılıyor.(www.sinemalar.com)Ancak bu filmin sadece basit bir açıklaması.Esas filmi izleyince görüyorsunuz ki, ne kadar detaylı ve karışık bir konusu var.İnsan gözünü ayıramıyor seyrederken (hoş ben bazı sahnelere bakamadım, daha sonra rahat uyuyabilmek için!).Ayrıca devamlı zihninizi çalıştırmanız gerekiyor, çünkü "ne oldu, acaba nasıl" diye düşünürken buluyorsunuz kendinizi devamlı.

İyi mi yaptık derken neyi kasttein diyebilirsiniz!Hakılısınız da!Filmi izlemekle iyi mi yaptık bilmiyorum çünkü film resmen bizi içine aldı.İzlediğimden beri aklımdan çıkmıyor.Zaten film bittikten sonra insan tam çözemiyor ne olduğunu!Düşünüp duruyorsunuz!İzlediğimizin ertesi günü gördüğüm herkese bu filmden bahsettim, mutlaka izlemelerini söyledim!Bence mutlaka Oscar almalı!Avatar ya da Hurt Locker bu filmin yanında çok basit kalıyor.

Ayrıca kitabı da varmış filmin!Üstelik yorumlarda okuduğuma göre, kitabı filme çok güzel uyarlamışlar.Bunu öğrendiğimde o kadar sevindim ki, tahmin edemezsiniz!Tabii ilk işim gidip kitabı almak olacak! Kesinlikle, mutlaka ama mutlaka bu filmi izleyin derim arkadaşlar!

Dün akşam izlediğimiz film ise Blindness-Körlük idi.Çok önceden bu filmin kitabını okumuştum ve gerçekten çok beğenmiştim.Jose Saramago'nun çok değişik konulu bir kitabıydı.Birgün herkes sebebi anlaşılmayan bir şekilde kör olmaya başlıyordu ve ondan sonra da insanların yaşadığı dram anlatılıyordu.İnternette gezerken filmin reklamını görünce merak ettim.Sinemalarda oynadığı zaman izleyemiştim çünkü.Dün seyrettim ve çok da umduğum gibi çıkmadı açıkçası.Kitaptaki olayları çok etraflıca hatırlayamıyorum ama filmi yine de pek beğenmedim diyebilirim.Yani olaylar çok abartılmış gibi geldi.İnsanların gördüğü muamele oldukça yıkıcı ve izlerken, bu kadar da olamaz diyorsunuz.Ama yine de konu oldukça ilginç ve bence fikir sahibi olmak için izlenebilir.İmdb notu 6.7.
Filmin yönetmeni Fernando Meirelles.Oyuncular ise Mark Ruffalo, Julianne Moore, Danny Glover, Gael Garcia Bernal ve Alive Braga.2008 yapımı filmin türü de dram ve gerilim.

19 Nisan 2010 Pazartesi

Tek ve Tek Başına Türkan



















Uzun zaman önce Sevgili arkadaşım Nazo hediye etti bana Ayşe Kulin'in Tek ve Tek Başına Türkan adlı kitabını.

Ben de o sıralar elimde başka bir kitap olduğu için hemen okumaya başlayamamıştım.Yaklaşık 2 ay önce elime aldım ve okumaya başladım.

Devamı Hamarat Diva'da...

14 Nisan 2010 Çarşamba

Taksim'de bir köşe...














Dün akşam iş çıkışı kocişle Taksim'e gittik.Aslında sinemaya gidecektik ama birkaç işimiz vardı, önce onları hallettik.Sonra da saat geç olunca sinemayı başka bir güne bırakmaya karar verdik.Karnımız çok acıktığı için yemek yiyelim dedik.Daha önceleri arkadaşlarımdan duyduğum ve merak ettiğim bir yer vardı, Ciğerimin Köşesi.Hadi gel dedim kocişe, oraya gidelim.Kuytu bir köşede, ufacık bir lokanta Ciğerimin Köşesi.İçeri girip oturduk ve et şiş siparişi verdik.Önce masamızı bir sürü yeşillik ve salata ile donattılar, sonra da içeceklerimiz ve et şişlerimiz geldi.Lavaş ekmeğine sarıp sarıp o leziz et şişleri yedik.O kadar güzeldi ki dayanamadık ve birer porsiyon daha yedik!Ve patlamak üzere olan midemizle birlikte hesabı ödeyip çıktık.

Eğer yolunuz Taksim'e düşerse, mutlaka uğrayın derim.Et, ciğer, yürek, tavuk ve adana çeşitleri var.Ayrıca bol salata ve yeşillik de getiriyorlar.İlgilenenler buradan bir göz atabilirler.
Ciğerimin Köşesi insanın gerçekten kalbinin en nadide köşelerinden birinde yer ediyor:))

12 Nisan 2010 Pazartesi

Kitaplarım ve ben!















Son günlerde o kadar çok kitap satın aldım ki, tahmin edemezsiniz!Artık evde koyacak yerim gerçekten kalmadı diyebilirim:)

Adımdan da belli olduğu üzere bir kitap kurduyum ben.Çok kitap alır, çok kitap okurum.Önceleri ne zaman istediğim bir kitabı görsem alırdım, okurdum, öyle belli bir düzenim yoktu.Ama son birkaç senedir (İstanbul'da yaşamaya başlamamın da etkisiyle) alacağım kitapları liste yapıp, yıl sonunda Tüyap Kitap Fuarı'ndan almaya başladım.Tabii bir seferde birçok kitap alıyordum ve epey de para veriyordum ama bunun dışında yıl içerisinde öyle bir-iki tane dışında çok kitap alışverişi yapmıyordum.Ama ne olduysa şu son zamanlarda oldu bana!Herhalde son birkaç ay içerisinde 10-15 kitap almışımdır.Üstelik de daha elimde onlarcası okunmayı beklerken!Neden mi aldım?Napıyım dayanamıyorum kardeşim!Her geçen gün güzel güzel kitaplar çıkıyor, tanıtımları yapılıyor, insanlar okuyup yorumlar yapıyor...Eee ben de oturup kitap fuarını bekleyemiyorum tabii almak için!Merak ediyorum, bir an önce alıp o kitaba dokunmak, arka kapak yazısını okumak, içeriğine bir göz atmak ve sonra da o kitabın dünyasına dalmak istiyorum.Bu yüzden son günlerde çok kitap almışım, ben de yeni fark ettim:))

İşte aldığım ve okunmayı bekleyen kitaplardan bazıları...

1.Mış Gibi Yaşamlar, Doğan Cüceloğlu
2.Atatürk'ün İstanbul'daki Hayatı, Niyazi Ahmet Banoğlu
3.Anneyim Ben, Pınar Reyhan
4.Alacakaranlık, Stephenie Meyer
5.Hamilelikte Sağlıklı Beslenme, Dr.Allan Walker-Cortney Humphries
6.Gönderilmeyen Aşk, Nermin Bezmen
7.Ya Sen Olmasaydın, İpek Ongun
8.Ego, Osho
9.Kağıt Helva, Elif Şafak
10.Hamilelik ve Annelik, Ayşe K.Kozansoy

Bunların yanında arkadaşımdan ya da kardeşimde gördüğüm ve okumak isteyip onlardan ödünç aldığım kitaplar da var...

1.Tanrı İle Sohbet, Naele Donald Walsh
2.Aydınlanmanın ABC'si, Osho
3.Bin Muhteşem Güneş, Khaled Hosseini
4.Meditasyonlar, Osho
5.Evlilik Aşkı Öldürür mü?, İlkim Öz Tan
6.Benim Yolum Beyaz Bulutların Yolu, Osho
7.Noel'de Cinayet, Agatha Christie
8.Yüzde Yüz Düşünce Gücü, Jack Ensign Addington
9.Tongue Fu Sözlü Dövüş Sanatı, Sam Horn

Acaba 24 saat kitap okusam bitirir miyim hepsini?

10 Nisan 2010 Cumartesi

Blog Ödülleri 2010


















Arkadaşlar bu yıl ben de blog ödüllerine adayım.Oylarınızı bekliyorum!

http://2010.blogodulleri.com/ sitesine giriyorsunuz.Kategoriler bölümünden Kişisel Bloglar'ı seçiyorsunuz.Bu sayfadan Kitap Kurduyum Ben adlı bloguma oy veriyorsunuz.Oylama 30 Nisan' a kadar devam edecek.

Herkese başarılar!

6 Nisan 2010 Salı

"Bayıldığımız Lezzetler" mimi!




















Sevgili Seyhan'cım beni mimlemiş ama ben gözden kaçırmışım!Şimdi cevaplayorum bu leziz mimi!

İşte bayıldığım lezzetler:
1.Ankara'da Hosta'da et döner.Hiç bir yerde böyle güzel döner yemedim!Bol soğanlı nefis oluyor!Yolunuz düşerse mutlaka tavsiye ederim.

2.Adapazarı'nın ıslama köftesi.Tarif edilemez bir lezzet bence!Yalnızca iki kez yedim orada ama hala tadı damağımda.

3.Edirne Kırkpınar Köftecisi.Beşiktaş'ta harika bir köfteci.Köfte hastası birisi olarak köftelerine bayılıyorum buranın.Sadece et yediğinizi hissediyorsunuz köfteyi yerken!

4.HD İskender.Yine Ankara'da çok enfes bir iskender lokantası.İstanbul'da da var, ara sıra gideriz eşimle.Bence Bursa İskender'ini en iyi yapan yerlerden bir yer.

5.Kebap 49.Ankara'da nefis pideleri olan bir restorant.Kaşarlı, kıymalı, kuşbaşılı, ıspanaklı, mantarlı...Nefis nefis!

Hep kebapçıları yazmışım, çok kötü!:))

Bu mimi Sevgili anneciğim Lezzet Tabağı'na, Meltem'in Dünyası'na ve İki Deli Kadın'a gönderiyorum:)