29 Aralık 2012 Cumartesi
Karışık Kuruşuk Şeyler / Yonca Tokbaş
Şu Twitter sayesinde birçok insan tanıdım ve gerçekten çok sevdim.
Yonca Tokbaş da onlardan biri.
Hürriyet'teki yazılarını takip etmiyordum açıkçası.
Ama Twitter'da tanıyıp biraz da araştırınca, ne kadar samimi bir insan olduğunu anladım.
Kitabından da yine Twitter sayesinde haberim oldu.
Karışık Kuruşuk Şeyler.
Tam da adı gibi bir kitap.
Herşeyden bahsetmiş Yonca bu kitapta.
Ailesinden, arkadaşlarından, hayatından, geçmişinden...
Öyle güzel, öyle içten anlatmış ki, okudukça sanki bir arkadaşınızmış gibi geliyor Yonca size.
Ben kitabı okurken dayanamayıp mail attım kendisine, hemen cevap verdi! Çok şaşırdım!
Eğer Dört Yapraklı Yonca ile tanışmak isterseniz, kitabını alın okuyun.
Seveceğinize eminim:)
Gönderen
Unknown
zaman:
20:25
25 Aralık 2012 Salı
Yılbaşı çekilişi sonuçlandı!
Biraz geç de olsa çekilişimizi sonuçlandırdık arkadaşlar!
Gösterdiğiniz yoğun ilgiye çok teşekkür ederim!
Çekilişi kazanan kişi 105. yorumu bırakan Nazlı oldu!
Tebrik ediyorum Nazlı! Bana iletişim bilgilerini (ad soyad adres ve telefon) mail ile gönderirsen sana paketi ulaştırabilirim.
Herkese tekrar çok teşekkür ediyorum ve şimdiden mutlu bir sene diliyorum!
Yeni çekilişlerde buluşmak üzere!
Gönderen
Unknown
zaman:
21:19
19 Aralık 2012 Çarşamba
5. Eğitimde Edebiyat Semineri
Günışığı Kitaplığı’nın 15 Aralık’ta Irmak
Okulları’nın katkılarıyla düzenlediği 5.
Eğitimde Edebiyat Semineri’nde konuşan
Prof. Dr. Selahattin Dilidüzgün, okuma
alışkanlığının ancak edebiyattan haz alarak mümkün olabileceğini,
bunun içinse nitelikli okumalar yapmak
gerektiğini vurguladı.
Ancak
haz veren şeyler alışkanlığa dönüşür!
Okullardaki okuma
saati uygulamasının yararsızlığından edebiyatın özgürleştiren etkilerine,
çocuklukta soru sormaya alışmanın öneminden her türlü olanaksızlığa rağmen okullarda
hayata geçen yaratıcı okuma uygulamalarına dek pek çok konunun tartışıldığı tamgünlük seminere Denizli, Bitlis, Muğla, Ankara,
Şırnak, Mersin, İzmir gibi farklı illerden de çok sayıda öğretmen, kütüphaneci
ve eğitim yöneticisi katıldı.
Edebiyatın usta
isimlerinden gazeteci, yazar Müge İplikçi; karikatürcü, yazar Behiç Ak ve
sinema oyuncusu, yazar Görkem Yeltan’ın konuşmacı olduğu seminerde
akademisyen, çevirmen Prof.
Dr. Selahattin Dilidüzgün, eğitim sistemimizi kuşatan “onaylayıcı”
okumanın tehlikelerine dikkati çekti. “Yazar diyorsa doğrudur” yaklaşımının
“eleştirel” okumaya ters düştüğünü; edebiyatın ham insandan birey yaratma
sanatı ve söylenenden kastedilene gitme sürecinde bir araç olduğunu vurguladı.
Edebiyata ancak estetik hazla ulaşılabileceğini savunan Dilidüzgün, bu hazzın
soyut kavramların gelişmesiyle sağlanabileceğini, “okuma alışkanlığı”nın da bu
hazla mümkün olacağını hatırlattı; ancak nitelikli okuma yapanın, nitelikli
düşünebileceğini belirtti.
Eğitimdeki
en temel sorunun, soru soranın öğretmen, cevap verenin öğrenci olması kalıbının
yıkılamaması olduğunu söyleyen karikatürcü, yazar Behiç Ak, düşünmeyi geliştirmek için soruyu çocuğa sordurmanın
gerekliliğine değindi. Ancak sorudan soruya geçen çocukta yorum yapabilme yetisinin
gelişeceğini belirten Behiç Ak, görsel okumanın önemi ve insana sağladıkları
üzerinde dururken, bir resme göz atmakla, dakikalarca bakmak arasındaki
şaşırtıcı farkları resimli öykü kitaplarından örnekledi.
Kitap
okumayı sevmeyen bir toplum olmamızın nedenini, sanatı eğitimin içinde bir öğe
olarak görmemizde yattığını öne süren oyuncu, yazar Görkem Yeltan konuşmasında, sanatla
eğitim arasındaki ilişkinin ancak birbirini beslemek olabileceğine işaret etti.
Yazarın bir eğitimci ya da bir sivil toplum örgütü gibi davranmaması
gerektiğinin, okuma saati gibi zoraki uygulamalarla çocukların hayal gücüne zarar
verdiğimizin altını çizdi.
Konuşmasına
Pink Floyd’un unutulmaz şarkısı “Another Brick in the Wall” ile başlayan
gazeteci, yazar Müge İplikçi, çocukların eğitim sistemi içinde tektipleştirilmesine neden
karşı olduğunu anlattı. Eğitimle otoriteye boyun eğmeyi öğrenen, başkalarının aldığı
kararlara, başkalarının alıntılarına ve her ezbere razı olan, seçim yapma aşamasında
bile sistem tarafından bir kalıba sokulduğunun farkında olmayan çocuğa değindi.
İçinde sistemin bir türlü öldüremediği bir çocuk taşıdığını söyleyen İplikçi, gelecek
umudunu yinelerken, bir şeyleri değiştirmek için bütün duvarı yıkmaya gerek
olmadığını, bazen tek bir tuğlayı bile yerinden almanın farklılık
yaratabileceğini, bunu da en iyi edebiyat ve sanatla yapabileceğimizi söyledi.
Edebiyatçıların düşündürücü konuşmalarının yanı sıra farklı illerden öğretmen ve kütüphaneciler yaptıkları yaratıcı okuma sunumlarında, öğrencilerle sürdürdükleri okuma projelerini, kitapların seçilme nedenlerini, hangi yöntemle okunduklarını, okuma sonrası yaratıcı düşünme ve sorgulama süreçlerini meslektaşlarıyla paylaştılar. Semineri, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız ve Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Ferşat Ayar da izledi.
Gönderen
Unknown
zaman:
17:30
18 Aralık 2012 Salı
Yılbaşı çekilişine başlayalım mı?
Yılbaşı yaklaşıyor biliyorsunuz.
Eh ben de çekilişlerime bir yılbaşı havası ekleyeyim dedim:)
Yani şöyle kallavi bir kitap paketi hazırlayayım sizler için, yeni yılda benim seçtiğim kitapları okuyun istedim.
İyi yapmış mıyım?
Yılbaşı için hazırladığım kitap paketi gerçekten çok özel. İçerisinde neler mi var?
- Sultanı Öldürmek / Ahmet Ümit
- Şah&Sultan / İskender Pala
- Hobbit / J.R.R. Tolkien
- Heyulanın Dönüşü / Yiğit Bener
- Sicilya'da Bir Aşk Hikayesi / Ann Radcliffe
Kitapları kendim seçtim, umarım beğenirsiniz. Bu kitap paketi 1 kişiye gidecek.
Yılbaşı çekilişine katılmak için yapmanız gerekenler, her zamanki gibi blogumu izlemeye almak ve bu yazının altına yorum yazmak.
Adsız bırakılan yorumlar dikkate alınmayacaktır.
Çekilişimiz 25 Aralık Salı saat 23:00'e dek sürecektir. Yorumlarınızı o zamana dek bırakabilirsiniz.
Çekiliş sonucu 26 Aralık Çarşamba günü açıklanacaktır.
Haydi bakalım, herkesi çekilişe bekliyorum!
NOT:Arkadaşlar bu bir yılbaşı paketidir. Tüm kitaplar bir paket halinde kazanan 1 kişiye gidecektir. Kitaplar arasında seçim yapma gibi bir şansınız yok:(
Eh ben de çekilişlerime bir yılbaşı havası ekleyeyim dedim:)
Yani şöyle kallavi bir kitap paketi hazırlayayım sizler için, yeni yılda benim seçtiğim kitapları okuyun istedim.
İyi yapmış mıyım?
Yılbaşı için hazırladığım kitap paketi gerçekten çok özel. İçerisinde neler mi var?
- Sultanı Öldürmek / Ahmet Ümit
- Şah&Sultan / İskender Pala
- Hobbit / J.R.R. Tolkien
- Heyulanın Dönüşü / Yiğit Bener
- Sicilya'da Bir Aşk Hikayesi / Ann Radcliffe
Kitapları kendim seçtim, umarım beğenirsiniz. Bu kitap paketi 1 kişiye gidecek.
Yılbaşı çekilişine katılmak için yapmanız gerekenler, her zamanki gibi blogumu izlemeye almak ve bu yazının altına yorum yazmak.
Adsız bırakılan yorumlar dikkate alınmayacaktır.
Çekilişimiz 25 Aralık Salı saat 23:00'e dek sürecektir. Yorumlarınızı o zamana dek bırakabilirsiniz.
Çekiliş sonucu 26 Aralık Çarşamba günü açıklanacaktır.
Haydi bakalım, herkesi çekilişe bekliyorum!
NOT:Arkadaşlar bu bir yılbaşı paketidir. Tüm kitaplar bir paket halinde kazanan 1 kişiye gidecektir. Kitaplar arasında seçim yapma gibi bir şansınız yok:(
Gönderen
Unknown
zaman:
11:30
14 Aralık 2012 Cuma
Kolektif Kitap'tan
Kolektif Kitap birbirinden güzel kitaplar çıkarmaya devam ediyor.
Alfred&Agatha'nın Maceraları-1 Elster'in On Kuşu da bunlardan biri.
Arka kapak
Ana Campoy
Kısa hayat hikayeleri:
Alfred&Agatha'nın Maceraları-1 Elster'in On Kuşu da bunlardan biri.
ALFRED&AGATHA’NIN MACERALARI -1
Elster’in On Kuşu
Yazar: Ana Campoy
Çeviren: Nergis Turan | Kolektif Kitap
166 s. |
15,00 TL | ISBN:
978-605-86679-8-3
İngiltere’de doğan
ve ABD’ye
göç ederek
korku ve gerilim sinemasının
en büyüklerinden
kabul edilen
usta yönetmen
Alfred
Hitchcock
ile dedektiflik
romanları denince
akla
gelen ilk
isimlerden, popüler
edebiyatın usta
kalemi Agatha Christie çocukken
tanışsalar
ne olurdu?
Birlikte nasıl
maceralar yaşar,
ne tür gizemler çözerlerdi
kim bilir?
Alfred ve
Agatha’nın Maceraları,
zamanımızın büyük
gizem ustalarının
çocuklukları üzerine
kurmaca
bir macera
kitabı!
Alfred ve Agatha’nın Maceraları Elster’in On Kuşu’nda,
Alfred Londra’nın
doğusundaki
mütevazi bir
mahallede icatlarıyla
içe dönük
bir hayat
sürmektedir. Müthiş
bir icadın
yol
açtığı tatsız
bir kaza ile başı belaya giren Alfred’i babası
aklı başına
gelsin diye
karakola
götürür, geceyi
orada geçirecektir.
Hiç hoş bir tecrübe yaşamayan Alfred
için artık
hiçbir
şey eskisi
gibi olmayacaktır,
ama henüz
o bundan haberdar değildir.
Masumiyetine inandığı
nezarethane arkadaşına
yardım etmek
için Londra’nın
lüks semtlerinden
birine doğru
yola çıkan
Alfred’in ulaşması
gereken isim
Agatha’dır, acaba
onu kabul
edecek midir?
Bunca yolu,
başını belaya
sokmak pahasına
göze alan
Alfred bir
anda kendini
zengin
insanların malikanelerine
gizlice girerken,
kuşların saldırısına
uğrarken ve
rüyasında bile
göremeyeceği kadar
değerli taşlardan
yapılma mücevherlerin
peşinde koşarken
bulacaktır.
Agatha içinse
durum farklıdır.
Zengin ailesi
ile lüks ve rahat bir hayat sürer, ancak köpeği
Morritos dışında
arkadaşı yoktur.
Son derece
canlı ve heyecanlı bir kızdır ve kendi
dedektiflik bürosunda
Morritos ile
gizemleri çözmede
mahalle çapında
üne sahiptir.
Alfred’in hayatına
girmesiyle güvenebileceği
ve gizemler
üzerine tartışabileceği
bir arkadaş
edinmiş olur.
Tüm macera
boyunca Alfred’i
ikna etmeyi
başararak, onu
da serüvene
dahil
eder. Belli
ki bu çok hoş bir dostluğun sadece başlangıcıdır.
Serinin dördüncü
kitabı geçtiğimiz
aylarda İspanya’da
yayınlandı. İlk
kitabın ardından
gelen diğer
serüvenler de
Kolektif
Kitap
tarafından yayına
hazırlanmaktadır.
AGATHA
Hayat dolu,
meraklı ve
kendine güveni
tam bir kız çocuğu... Köpeği Morritos
ile birlikte
kendi dedektiflik
bürosuna sahip
ve Londra’nın
lüks semtlerinden
birinde yaşıyor.
Vakalarında ona
eşlik edecek
Alfred ile
takım tamamlanıyor.
ALFRED
Bilimi ve
bir şeyler
icat etmeyi
seviyor. Londra’nın
merkezine uzak
mütevazi bir
mahalleden geliyor.
Aslında sakin
bir çocuk
olmasına rağmen
başına gelen
bir talihsizlik
sonucunda kendisini
nezarethanede buluyor.
Olaylar onu
Agatha ile
tanıştırarak maceralara
sürüklüyor.
MORRİTOS JONES
Agatha’nın en
yakın arkadaşı
ve dedektiflik
bürosunun ortağı
çok akıllı
ve iki kuyruklu
eşsiz bir
köpek. Olayların
çözümünde kahramanlarımızın
bir numaralı
yardımcısı. Ancak
Alfred’e bayıldığı
söylenemez.
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
¬ Alfred Hitchcock yetmişten fazla
filmiyle sinema
tarihinin en
önemli yönetmenleri
arasında haklı
bir üne sahiptir.
¬ Agatha Christie dedektiflik hikayelerini
çok seviyordu,
büyüdüğünde seksenden
fazla roman
ve tiyatro
oyunu yazdı.
¬ Alfred Hitchcock çocukken yaramazlık
yaptığında, babası
onu hapse
attırarak cezalandırmıştı.
¬ Agatha Miller’ın adı ilk eşi Archibald Christie ile evlendikten sonra
değişerek Agatha
Christie oldu.
¬ Madeleine Elster, Alfred Hitchcock’un
Vertigo
filmindeki baş
karakterlerden biridir.
¬ Agatha küçükken oyuncak ev koleksiyonu yapar
ve onlarla
oynamayı çok
severdi.
¬ Alfred’in en bilinen ve sevilen filmlerinden
birinin adı
Kuşlar’dır ve insanlara saldıran
bir kuş sürüsüyle ilgilidir.
¬ Kahya
Hércules ile
Agatha’nın birçok
kitabının ünlü
dedektifi Hércules
Poirot aynı
adı taşır.
¬ Agatha’nın ünlü eserlerinden birinin
adı On Küçük Zenci’dir ve kitapta on küçük biblonun ortadan
kayboluşlarının hikayesi
anlatılır.
Agatha Christie
ile Alfred
Hitchcock’un çocukluklarını
hiç merak
ettiniz mi?
Öyleyse dedektiflik
romanlarının kraliçesi
Agatha
Christie ile
gerilim filmlerinin
babası Alfred
Hitchcock’un çocuk
olduklarını hayal
edin. Sonra
ikisinin karşılaşıp
tanıştıklarını,
üstüne bir
de maceralara
atılıp birlikte
gizemli olayların
arkasında yatan
sır perdesini
araladıklarını düşünün.
Alfred
ile
Agatha’nın Maceraları sizleri
bu müthiş
ikilinin soluk
kesen serüvenlerine
davet ediyor.
Serinin ilk
kitabında Alfred
tüm masumiyetine
rağmen babası
tarafından karakola
teslim edilerek
geceyi orada
geçirir. Olaylar
Londra’nın lüks
semtlerinden birinde
yaşayan ve
köpeği Morritos’la
dedektiflik yapan
Agatha ile
yollarının kesişmesine
neden
olur. Ancak
önlerinde çözülmesi
gereken bir
gizem vardır,
Agatha’nın komşusu
Bayan Elster’in
mücevherlerle süslü
on altın kuşu
çalınmıştır. Hırsızlık
suçu ile yakalanan adamın
hayatını emanet
ettiği kişi
Agatha, ona
bu haberi
getirmekle görevlendirdiği
kişi
ise Alfred
olur. Gerçek
suçluyu ararken
kuşların saldırısına
uğrayan, evlere
gizlice giren
ve aklına
bile gelmeyecek
maceralara
atılan Alfred
için aslında
tüm bunlar
Agatha ile
güzel bir
dostluğun başlangıcıdır.
1979 yılında
Madrid’te dünyaya
geldi. Kitaplara
olan sevgisi
çocukluk yaşlarında
başladı ve
asla onu terk etmedi. Yıllar boyunca
tutkulu bir
kitap okuru
olan yazar,
üniversitede Görsel
İşitsel İletişim
üzerine diploma
aldı. Uzun
süre gazetelerde,
televizyon,
sinema ve
film endüstrisinde
editör, yönetmen
ve senaryo
yazarı olarak
görev alarak
kendini geliştirdi.
Campoy halen,
Alfred ve
Agatha’nın Maceraları’nı
kaleme almanın
yanı sıra
yazar ve gazeteci olarak
da meslek
hayatına devam
ediyor.
Agatha Christie, 15 Eylül 1890 tarihinde İngiltere’nin güneyinde
yer alan Torguay’da dünyaya
geldi. Babasını
çok küçük
yaşta
kaybetti ve
annesi tarafından
evde eğitildi.
Christie soyadını
aldığı eşiyle
evlenerek Paris’e
yerleşti. Oradayken
vakit geçirmek
üzere okuduğu
dedektif öykülerinin
daha iyilerini
yazabileceğini düşünerek
ilk polis
romanını yazdı.
Bir Hércules
Poirot macerası
olan bu
kitap çeşitli
yayınevinlerince geri
çevrildikten sonra
1920’de basıldı.
Hayranlarının tutkuyla
bağlı olduğu
Agatha Christie
edebiyat eleştirmenlerinin
de dikkatini
çekti. Alfred ve Agatha’nın Maceraları Elster’in On Kuşu kitabındaki
hikayeye esin
kaynağı olan
On
Küçük
Zenci
ise polisiye
roman klasikleri
arasında yer
aldı. Dünya
edebiyatında kendine
özgü bir yere sahip olan
yazar, 1971
yılında, İngiltere’nin
en yüksek
onur ünvanı
Britanya İmparatorluğu
Kadın Komutanı
olmaya hak
kazandı, 12
Ocak
1976’da hayata
gözlerini yumdu.
Alfred Hitchcock ise
13 Ağustos
1899 tarihinde
Londra’da doğdu
ve yönetmen
olmadan önce
mühendislik okudu.
Daha sonra
ABD’ye göç
eden yönetmenin
gerilim filmleri
olağanüstü ilgi
gördü, izleyici
için adı bir film yıldızınınkinden aşağı
değildi. Oscar
ödüllü yönetmen,
ayrıca 1979’da
Amerikan Sinema
Enstitüsü’nün Hayat
Boyu Başarı
Ödülü’nü aldı,
ertesi yıl
da Kraliçe
II.
Elizabeth kendisine
“sör” ünvanı
verdi. Babası
ticaretle uğraşan
Hitchcock, Londra’da
St. Ignatius
College adlı
Cizvit okulunda
okudu. Daha
sonra Londra
Üniversitesi’nde mühendislik
öğrenimi gördü.
Trendeki Yabancı,
Arka Pencere,
Sapık’ın yanı
sıra
Alfred ve Agatha’nın Maceraları’na
da esin kaynağı olan Vertigo ve Kuşlar filmleriyle
sinemanın unutulmazları
arasında yer
aldı.
29 Nisan
1980 tarihinde
Los Angeles’ta
hayata veda
etti.
Gönderen
Unknown
zaman:
12:21
12 Aralık 2012 Çarşamba
La Sonsuzluk Hecesi / Nazan Bekiroğlu
Hani çok güzel bir şarkı vardır, "Geç buldum çabuk kaybettim" diye... İşte tıpkı onun gibi, ben de Nazan Bekiroğlu'nu geç buldum ama kaybetmeye hiç niyetim yok!
Uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı Nazan Bekiroğlu. Methini herkesten duyuyor ama bir türlü okumak kısmet olmuyordu. Sonunda bir sabah kitapçıda gözüme çarpınca alıp okumaya karar verdim.
Hani bazı yazarlar vardır, ilk defa okursunuz bir kitabını, çok beğenirsiniz ve o yazarın tüm kitaplarını alıp okumak istersiniz. O kadar eminsinizdir çünkü diğer kitaplarının da birbirinden nefis olduğuna. Okumasanız da biliyorsunuzdur bunu; bir tek kitabı yeter, yazarın ne kadar eşsiz bir anlatımı olduğunu anlamanıza. Ben böyle hissederim bazı yazarları okuduğumda. İşte Nazan Bekiroğlu da bu yazarlardan.
La Sonsuzluk Hecesi bence bir başyapıt niteliğinde. Okuyor ama doyamıyorsunuz, yazarın o müthiş kalemi sizi öyle etkiliyor ki, gözyaşlarınıza hakim olamıyorsunuz kitabı okurken. Ama bu gözyaşlarının sebebi kitapta anlatılan acıklı bir olay değil. Kitapta anlatılan hikaye ve yazarın anlatımı, kelimeleri, üslubu o kadar güzel ki, sizde bir ağlama hissi uyandırıyor elinizde olmadan.
"...Söyle, dedi Kabil, neden? Neden bana bu tutkuyu, bu arzuyu verdi? Ben'imin benliğini o arzuda seyrettirdi. Sonra da beni ben yapan yanımı koparıp atmamı istedi? Benimle Sidre'nin arasına ezelde o şeyi koyan kim? Sonra tutup, vazgeç, giyen kim? Bana bu nefsi veren, bu isteği, bu hevesi hamuruma katan, sonucundan niye beni sorumlu tutuyor? Kim kimi suçluyor?..."
"...Aşkının neyin üzerinde değil neyin altında durduğuna dikkat et. Sıralamana itibar et. Aşkı nefisten o zaman ayırırsın. Nefsinin altında bıraktıkların kadar eksik, üzerine koyabildiklerin kadar fazlasındır ancak..."
Bu kitap bir kez değil, birkaç kez sindire sindire okunacak bir kitap. Ben okumayan herkese mutlaka okumalarını tavsiye ediyorum. Şimdi sırada Nar Ağacı var, Nazan Bekiroğlu'nun son kitabı!
Gönderen
Unknown
zaman:
22:18
10 Aralık 2012 Pazartesi
Çekiliş sonuçlandı!
Yepyeni bir haftaya başladık!
Herkese neşeli güler diliyorum.
Geçtiğimiz hafta başlayan çekilişimiz sonuçlandı. Kazanan 3 kişi:
1. Nurten (11. yorumun sahibi)
2. Özgür OL (38. yorumun sahibi)
3. PnrSntrk (44. yorumun sahibi)
Tebrik ediyorum arkadaşlar! Bana mail ile iletişim bilgilerinizi göndermenizi bekliyorum. Daha sonra kitapları size göndereceğim.
Yeni çekilişimiz yılbaşı için olacak arkadaşlar!
Harika bir hediye paketi hazırlıyorum sizler için. Tabii kitaplardan oluşacak bu paket:)
Şimdiden hazır olun yeni yıl çekilişine!
Gönderen
Unknown
zaman:
11:24
4 Aralık 2012 Salı
Çekiliş çekiliş çekiliş!
Bu hafta sizlere Birazoku'nun bana gönderdiği 3 kitabı hediye edeceğim.
Birazoku'yu duymayan yoktur sanırım. Kitap yorumları okuyabilir, hatta istediğiniz kitapların ilk birkaç sayfasına göz atabilir, sonra da Dükkan.Birazoku 'dan çok uygun fiyatlara satın alabilirsiniz. Ayrıca siteye üye olup, okuduğunuz ve beğendiğiniz kitaplar hakkında yorum yapabilir, diğer yorumları okuyabilirsiniz.
Bu haftaki çekilişimiz hediyesi Erdoğan Eyrik tarafından yazılan Dehliz adlı kitap. Maceraseverler için yepyeni bir gerilim kitabı olan Dehliz'in arka kapak yazısı şöyle:
"İstanbul'da işlenen cinayetlerle başlayan romanda Faruk neler olup bittiğini anlamaya çalışırken ona yardım edenlerle birlikte siz de Anemas Zindanları'ndan Kariye'ye, St. Antuan Kilisesi'nden Yenikapı Mevlevihane'sine sürükleneceksiniz.
Türlü medeniyetlerin beşiği olan İstanbul yeniden fethi söz konusuyken...
Medeniyetler İttifakı ileri gelenlerini ağırlarken...
Özellikle korunması gereken bir lider varken...
Öyle tehlikeli ki!"
Bu hafta bir değişiklik yapıyor ve bu kitabı 3 kişiye hediye ediyorum çünkü elimde 3 adet var.
Çekilişe katılmak için yapmanız gerekenler blogumu izlemeye almak ve bu yazının altına yorum bırakmak.
Çekilişle belirleyeceğim 3 kişiye Dehliz kitabını hediye edeceğim.
Çekilişimiz 9 Aralık Pazar saat 23:00'e dek sürecektir.
Çekiliş sonucu 10 Aralık Pazartesi günü açıklanacaktır.
Hadi bakalım, gelsin yorumlar!
Gönderen
Unknown
zaman:
11:08
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)