3 Aralık 2012 Pazartesi

Yazıçizi Atölyesi



Yazıçizi'nin sahibesi Sevgili Gaye, Ankara'da yaşayan ve yazma sevdalısı kişiler için bir yazı atölyesi başlatıyor.

' "Benim gibi yazanlarla buluşsam, yazıp çizsem, konuşsam, ipuçlarını kapıp daha iyi yazsam... " diyorsanız atölyeme beklerim.
Atölyeyi 18 Aralık haftasında katılımcılara uygun bir günde başlatacağım. Seçenekler; salı, çarşamba, cuma akşamları ya da cumartesi öğleden sonra. Yerimiz Kızılay Konur Sokak'ta. Haftada 2 saat. Kuramsal dersler yok, sadece yazıp çizip okuyarak tartışacağız. İpuçları verip daha iyi yazmanıza destek olacağım.
Katılmayı düşünüyorsanız yazıp çizme maceranızdan bahsedip atölyeden beklentilerinizi, size uygun gün ve saatleri bana yazın.

Ben Gaye ile bir süre çalıştım. Bana yazılarım için çok yardımcı oldu, çok güzel ipuçları verdi. Bence mutlaka katılın, hem çok zevkli hem de faydalı saatler geçireceksiniz.

27 Kasım 2012 Salı

Çıtır Çıtır Felsefe / Şiddet ve Şiddetsizlik


Bu seri ile tanışalı uzun zaman oldu. Ama bir türlü alıp da okumaya fırsat bulamamıştım. En sonunda sağolsun Günışığı Kitaplığı bana gönderdi serinin son kitabını, ben de hemen okudum!

Günışığı Kitaplığı'nın 8-12 yaş çocuklar için özenle hazırladığı Çıtır Çıtır Felsefe serisi, tüm dünyada büyük ilgi gören bir seri. Brigitte Labbe ve Michel Puech tarafından tam da çocuklara yönelik hazırlanmış kitaplarda, hayata dair tüm konuları bulabilmek mümkün. Serinin bugüne kadar çıkan kitapları şunlar:


- İyi ve Kötü
- Adalet ve Haksızlık
- Gerçekten ve Yalancıktan
- Oğlanlar ve Kızlar
- Güzellik ve Çirkinlik
- Bildiklerimiz ve Bilmediklerimiz
- Savaş ve Barış
- İş ve Para
- Özgür Olan ve Olmayan
- Doğa ve Kirlilik
- Cesaret ve Korku
- Mutluluk ve Mutsuzluk
- Liderler ve Diğerleri
- Başarı ve Başarısızlık
- Haklar ve Ödevler
- Ben ve Başkaları
- Yaşam ve Ölüm
- Beden ve Akıl
- Zaman Çok ve Zaman Yok
- Söz ve Sessizlik
- Aşk ve Dostluk
- Şiddet ve Şiddetsizlik

Serinin son çıkan kitabı Şiddet ve Şiddetsizlik, çocukların ve hatta büyüklerin mutlaka okuması gereken bir kitap. Günlük hayatımızda şiddetin ne kadar yer aldığını, şiddetin şiddetle çözülemeyeceğini, sorunların şiddete başvurmadan nasıl yoluna koyulacağını anlatıyor.
Kitap bölümlere ayrılmış ve her bölümde de o konuyla ilgili çizimler yer alıyor. Bu nedenle uzun yazılar okumaktan sıkılmıyor çocuklar. Çok da kalın bir kitap olmadığı için bir solukta okuyuveriyorsunuz.

Çıtır Çıtır Felsefe serisi bence her evde olması gereken bir seri.Ben de bir an önce edinsem iyi olacak:)

26 Kasım 2012 Pazartesi

Çekiliş sonuçlandı!


Merhaba!

Bu hafta Turuncukare'den harika bir okuma lambası çekilişimiz vardı.

Kazanan kişi belli oldu!

6. yorumu yazan Sevgili Özlem! Tebrik ederim seni, harika bir okuma lambası kazandın!

İletişim bilgilerini bana mail ile iletirsen, ben de Arzu Hanım'a iletebilirim.

Katılan herkese çok teşekkür ediyorum!

Yeni çekilişlerde görüşmek üzere!

23 Kasım 2012 Cuma

Şah ve Sultan



Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan...
Şah ve Sultan.
Yazımı okuryatar'da okuyabilirsiniz.

19 Kasım 2012 Pazartesi

Bu çekiliş başka çekiliş!

Herkese mutlu haftalar!

Bu haftaki çekilişimizi başlatayım diyorum!
Ama bu hafta bir değişiklik var arkadaşlar. Çekilişimizde kitap hediye etmeyeceğim. Peki ne hediye edeceksiniz diyorsunuz duyuyorum:)

Bu hafta sizlere harika bir sürpriz yapıyoruz Arzu Hanım ile. Daha önce bu yazımda bahsettiğim Turuncu Kare'nin harika okuma lambalarından hediye ediyoruz. Hediye edeceğimiz ürün Ultra Thin Kitap Okuma Lambası. Ürünün özelliklerini buradan inceleyebilirsiniz. Bizzat ben kullandığım için ne kadar kaliteli ve kullanışlı olduğunu biliyorum.

Bu haftaki çekilişimize katılmak için yapmanız gerekenler biraz farklı.
Önce bildiğiniz gibi blogumu izlemeye almanız ve bu yazının altına yorum yazmanız gerekiyor.


Daha sonra www.turuncukare.com sayfasına giderek, en beğendiğiniz ürünün
resmini blog/facebook veya twitter sayfanızda paylaşırken çekilişten de
arkadaşlarınızı da haberdar etmenizi istiyoruz.



TuruncuKare'yi Facebook'ta beğenmeniz gerekiyor. (https://www.facebook.com/
turuncukareile)


Bir de kazanırsanız eğer, varsa blogunuzda ürünü kullanıktan sonra hakkındaki
düsüncelerinizi paylasmaniz yeterli olacaktır:)



Biraz fazla mı oldu? Bu seferlik böyle:)

Çekilişimiz 25 Kasım Pazar saat 23:00'e dek sürecektir. Çekiliş sonucu da 26 Kasım Pazartesi günü açıklanacaktır.

Haydi herkese kolay gelsin!

16 Kasım 2012 Cuma

Baykuş Yemini



Yine Günışığı Kitaplığı, yine çok güzel bir çocuk kitabı...

Yeşim Saygın Armutak'ın dördüncü kitabı Baykuş Yemini elime geçtiğinde, açıkçası bu kadar seveceğim bir kitap olduğunu düşünmemiştim. Ama okumaya başlayıp da iki gün çerisinde bitirince yanıldığımı anladım.

Kitapta iki iyi arkadaşın, Siyam ve Pi'nin yaşadıkları bir macera anlatılıyor. Kitabın arka kapak yazısı şöyle:

 "Sıradan bir kasabada büyük bir tarihi eser kaçakçılığı gerçekleşir. Olay, kasaba halkının yaşamını etkiler; ama en çok da, dedektif hikayelerine meraklı Pi ve Siyam'ın yaşamını. Tükenmez bir azimle, hırsızlığı sırrını çözmeye çalışan iki genç bir yandan da, yakın kayalıklardaki deniz fenerinde yaşayan dostları Jul'ün gitgide tuhaflaşan hareketlerine anlam vermeye çalışır. İpuçlarını izlerken, tuhaf olayların ortasına düşen ikili, fenerdeki sırrı çözebilecek midir?..."

Ayrıca Sevgili Yeşim Hanım, kitabıyla ilgili benim kendisine ilettiğim soruları da yanıtlama nezaketini gösterdi. Onları da burada yazmak istiyorum:


- Kitabın adı neden “Baykuş Yemini”?

Kitabın adı aynı zamanda hikayenin düğümlerinden birini temsil ediyor; romanın kahramanlarından Jul ile kendisine ihanet eden kişi arasındaki ilişkiyi. Jul, o kişinin verdiği sözlerin,bir baykuşun yemininden farklı olmadığını düşünüyor. Baykuşların tekinsizliği, gecenin karanlığında tuhaf sırlara tanık olmaları, ürkütücü ve güvenilmez figürler oluşları nedeniyle baykuşlarla o kişiyi özdeşleştiriyor.

- Kitabın hedef kitlesi çocuklar; ancak büyüklerin de çok severek okuyacağı bir kitap. Hem çocukların hem de yetişkinlerin severek okuyacağı bir kitap yazmak için ne yapmak, nelere dikkat etmek gerekiyor?

Çok teşekkür ederim. Açıkçası nelere dikkat etmek gerektiğiyle ilgili bir formülüm yok.    Yazarken inandığım tek bir şey var; çocuklar saygı duyulması gereken, kendi seçimlerine, zevklerine sahip bireylerdir.  Onları ve zekâlarını küçümsemeyen, edebi tadı olan metinleri hemen ayırt edebilirler.  Dolayısıyla iyi edebiyat iyi edebiyattır; hem yetişkin hem çocuklar için.

- Ben kitabı okurken hep Siyam ile Pi arasında duygusal bir ilişkiden de bahsedilmesini bekledim ve içten içe bunu istedim. Acaba yazarken böyle bir şey aklınıza geldi mi?

Haklısınız, bunu ben de istedim.  Ama şu an birbirlerine karşı hisleri varsa da bunun farkında değiller.

- Çocuk romanı yazmak zor mu?

Öncelikle çok keyifli. Onların dünyasında kaldığım sürece -ki bu dünyadan uzak olduğumu asla düşünmedim-  keşif,  coşku ve içtenlik duygularıyla sarılı oluyorum. Elbette tüm yazın süreçleri gibi çocuk kitapları yazarken de tepeye ulaşana kadar zorlu aşamalar yaşanıyor. Çocuk kitabı yazmak değil, çocuk ya da yetişkin için fark etmeksizin, iyi bir edebiyat yapıtı ortaya koymak zor bence.

- Günümüzde çocuklar, gelişen teknoloji nedeniyle bilgisayar, tv vs. gibi elektronik eşya başında vakit geçirmekten kitap okumaya zaman ayırmıyor. Bu konuda neler yapılmalı? Yazarlara ve anne babalar düşenler sizce neler?

Çocuklar teknolojiyle bir bütünler, bence bunu kabul etmemiz gerekiyor.  Teknolojinin onlara sunduğu farklı ilgi alanları ve farklı iletişim şekillerini de. Bana göre kitabın yeri de teknolojinin yeri de ayrı. Kitapların açacağı kapının ardındaki dünyalarla, teknolojinin açacağı kapıların ardındaki dünyalar bambaşka. Eğer çocuğa sürekli “bırak bilgisayarı, kitap oku” denirse bunun ters etki yaratacağını düşünüyorum. Onun yerine, anne babalar akşamları ellerine bir kitap alıp okusa, çocukları da karşı koltuğa gömülüp kitabını okusa ne güzel olur. Karşılıklı tat alma, paylaşım belki çok heveslendirici olacaktır. Ayrıca çocuğa hangi kitabı okuyacağı konusunda yapılan baskılar da onları okumaktan soğutuyor. Oysa kendi seçtiği, ilgisini çeken bir kitabı okuyan çocuk devamını getiriyor. Kitapları keşfetmeyi mutlulukla sürdürüyor. 

Bu kitabı okuyun ve çocuklarınıza da armağan edin. Çok seveceklerini göreceksiniz.

12 Kasım 2012 Pazartesi

Bu lambalar harika!



Benim gibi kitap kurdu olanlar bilir, her yerde her koşulda kitap okuruz biz. Kalabalıkta, sessizlikte, tv karşısında, arabada, karanlıkta, aydınlıkta...Çok iyi hatırlıyorum, küçükken başucumda gece lambasının ışığında okumaya çalışırdım kitabımı, annem gelip kızardı, "kızım gözlerin bozulacak bu ışıkta kitap okunur mu!" diye. Oysa ben çok severdim öyle okumayı. Ama gözlerim de yorulurdu tabii. Eh napalım, bizim zamanımızda şimdiki gibi teknoloji gelişmemişti:) Şimdi karanlıkta okumak için türlü türlü lambalar, okuma gözlükleri vs. bir çok ürün var. Seç beğen al, hepsi birbirinden güzel ve kullanışlı.

Geçenlerde bana gelen bir mail üzerine tanıştım Arzu Hanım ile. Kendisi kitap okuma lambalarının satışıyla ilgilendiğini ve benim blogumda da ürünleriyle ilgili bir kampanya yapmak istediğini belirtmiş mailinde. Ben de çok sevindim ama öncelikle ürünlerini benim kullanmam gerektiğini, sonrasında çekilişle hediye edebileceğimi söyledim. Sağolsun hemen gönderdi bana:)

Arzu Hanım'ın web sayfası www.turuncukare.com. Burada birbirinden güzel okuma lambaları, el işi lambaları, kitap ayraçlarının satışı yapılıyor. Ürünler gerçekten çok kaliteli ve uygun fiyatlarda. Bana gönderilen okuma lambası Ultra Thin Mor Renkte Okuma Lambası. Lambanın alt kısmı ataç şeklinde, kitabın sayfasına tutturuyorsunuz. Üst kısmı da ayarlanabilir, okuduğunuz sayfaya göre lambanın geliş açısını ayarlayabiliyorsunuz. Ürünler asla o gördüğümüz ucuz Çin malı lambalara benzemiyor, özellikle ışık ve malzeme kalitesi çok yüksek. Ayrıca o kadar pratik ve kullanımı kolay ki, çantanıza atın, her yere taşıyın ve karanlık aydınlık demeden kitabınızı okuyun. Ben elimden düşürmüyorum desem yeridir!

Arzu Hanım blogum için özel bir kampanya düzenleyecek. Bununla ilgili ilerleyen günlerde yazı yazacağım. Ama mutlaka Turuncu Kare web sayfasına uğrayın, ürünlerini inceleyin derim. Eminim çok hoşunuza gidecek.