3 Kasım 2010 Çarşamba
Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar
Bir kitapkurdu olarak Türk edebiyatı ve dünya edebiyatı klasiklerinden okumadığım bir çok kitap olduğunu söylesem, beni ayıplar mısınız?Ayıplasanız da sonuna kadar haklısınız çünkü ben de kendimi bu konuda çok ayıplıyorum.Yani hep kendime söylediğim şey şu oluyor: "Canan, başla şu klasiklere artık, ayıp oluyor, ara sıra oku!", ama bir türlü uygulamaya koyamadım bunu malesef!Ama artık şu yaşa gelmiş ve bir de kitaplarla ilgili blog yazan bir insan olarak, bu gidişe bir son vermeye ve klasikleri okumayı daha fazla ertelememeye karar verdim.Ve hemen açılışı elimde bulunan bir kitapla, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'u ile yaptım!
Bir kere şahsi fikrimi belirteyim öncelikle.Böyle önemli klasikleri bence herkes mutlaka okumalı.Hepsi usta yazarlar tarafından yazılmış ve hem o döneme damgasını vurmuş, hem de hepsi ayrı ayrı klasikleşmiş eserler.Bu nedenle ben şahsen, herkesin, hangi yaşta olursa olsun klasikleri okuması gerektiğini düşünüyorum.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur adlı eseri de bunlardan birisi.Romanın baş karakteri Mümtaz ve roman boyunca onun iç dünyası esas alınıyor.Aynı zamanda çok sevdiği İhsan'ın hastalığı, Nuran ile olan aşkı da romanın temel konularından.Daha çok karakterlerin (özellikle Mümtaz'ın)ruh dünyalarını, düşünce ve duygularını anlattığı için sıkıcı gibi görünse de, aslında oldukça etkileyici bir anlatıma sahip bu roman.Dediğim gibi herkesin okuması gereken eserlerden.
Kitabın arka kapak yazısı da şöyle:
"Tanpınar, kültürümüzü bir 'iç alem medeniyeti'nin tezahürü olarak görür.Bu medeniyeti, belirli bir ahlakı taşıyan "manevi vazifelerine inanmış, muayyen bir ruh nizamından geçmiş, nefislerini terbiye etmişé insanlar meydana getirmiştir.
Huzur'un kahramanlarından Mümtaz, roman boyunca kendisini "huzur"a kavuşturacak bir 'iç nizam'ı aramaktadır.Eserde hastalık, ölüm, tabiat, kozmik unsurlar, medeniyet, sosyal meseleler, çeşitli ruh halleri ve estetik fikirler iç içe verilir.Ancak bütün bunların üzerinde romana hakim olan Mümtaz'la Nuran'ın aşklarıdır.İstanbul, bu aşkın yaşandığı çevre olmaktan çıkarak, adeta bir roman kahramanı gibi ele alınır.
Huzur için, belli bir dünya görüşüne, bir hayat nizamına kavuşamamış Cumhuriyet aydınlarının 'huzursuzlukları'nı dile getiriyor denebilir."
Gönderen
Unknown
zaman:
10:33
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
bende üzülerek söylemeliyim ki Huzur'u yazın okudum. Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü 8 sene önce okumama ve hemen arkasından diğer eserlerini okuma sözü vermeme rağmen sözümü tutmam uzun zaman aldı. Duyduğuma göre Huzur dizileşecekmiş. Nasıl olur şimdiden bir şey söylemek güç. Ama dizi yayınlanana kadar okumak lazım. Sevgiler...
Dünya klasiklerinden gayet doyurucu miktarda okusam da Türk klasikleri için aynı şeyi ne yazık ki ben de söyleyemiyorum :(..Ayrıca kitabın kapağı ne kadar hoş..Bana ''huzur'' verdi resmen.Listeye eklendi.
bır ıtıraf da benden ben de okumadım daha.. bu arada karpuz nasıl cnm
Sevgili Thalassapolis,
Ben de şimdi Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü merak ediyorum.Dizi nasıl olur acaba,merak ettim şimdi!
Sevgili Kitap Delisi Gizem,
Türk edebiyatı klasiklerine de göz atmalı bence.
Özge'cim,
Ben de yavaş yavaş başladım işte.Karpuz bildiğin chick-lit romanı,pek bir şeyi yok!
kesinlikle bende herkes klasikleri okumalı diyorum hatta ilk sıradada bu kdr okuyun denilen bu huzur adlı kitabın okunmasını öneriyorum ama bir sor bakalım ben okumuş muyum.. nedense henüz elime alamadım .. ama inatla başlamalıyım.. şimdi iice anladım ;)
O zaman sen de başla Seyhan'cım Huzur'u okumaya:)
Yorum Gönder