3 Kasım 2008 Pazartesi

Tüyap'a gittim!

Sonunda o çok beklediğim Tüyap Kitap Fuarı'na gidebildim!Ne zamandır planlamıştık eşimle bugün gidelim diye, işte bugün sabah saatlerinde yollara düştük.Taksim'den servise bindik ve oraya ulaştık.Geçen sene olduğu kadar kalabalık değildi, bu nedenle rahat rahat gezdik her yeri.Tabii hazırlıklı da gitmiştik, yanımızda sırt çantası, yiyecek, içecek, kısacası hemen herşey vardı:) Ayrıca alacağım kitapların bir listesi de yanımdaydı.Her standı gezdik, aradığım kitapları bulup aldım, alamadıklarımda da aklım kaldı tabii ve akşama doğru elimiz kolumuz dolu bir şekilde evimize döndük.Eve gelince önce oturup kitaplarıma tek tek tarih attım. (Bu benim adetimdir.Ne zaman bir kitap alsam tarih atıp, altına da ismimi yazarım.) Sonra da aldığım kitapları saydım, tam 28 tane kitap almışız!Yani geçen seneki sayıyı geçtim!Geçen sene yanlış hatırlamıyorsam 23-24 kitap almıştım.
Şimdi kitaplarım salonumuzda koltuğun üzerinde duruyor.Öncelikle hepsi tek tek naylon defter kabıyla kaplanacak, sonra koymak için yer bulunacak.Evde artık yer kalmadı, o yüzden ne yapacağımı bilmiyorum!
Bir dahaki yazımda aldığım kitapların tek tek isimlerini de yazacağım:)

23 Ekim 2008 Perşembe

Cahillikler Kitabı


Evet sonunda tekrar yazmaya başladım.Bilgisayar arıza halledildi.Ama sonra ben hastalandım!Mide sorunlarım bir türlü geçmek bilmedi.Daha sonra da 10 günlüğüne Ankara'ya, ailemi ziyarete gittim.En sonunda tekrar evime ve eski hayatıma döndüm ve işte yazmaya başlıyorum.

En son okuduğum kitaplardan biriydi Cahillikler Kitabı.Büyük bir hevesle bekliyordum almayı, sonunda doğumgünümde hediye geldi.Okuyup ilerledikçe pek de umduğum gibi olmadığını gördüm.Evet gerçekten bildiğimiz pek çok gerçeğin aslında gerçek olmadığını anlıyoruz okudukça.Ama yazılanlar bence çok yüzeysel ve bilimsel.Yani insanı pek bilgilendirmiyor.Ayrıca konu başlığında verdiği bilgiyi çok fazla açıklamadan başka başka konulara atlıyor.Yani beni pek sarmadı açıkçası.Ama tabii yine de okuyup bitirdim.Benim böyle bir hastalığım da var biliyor musunuz?Elimdeki kitap beni pek açmadı diyelim, ya da hiç okumak isteği kalmadı içimde.Ama yine de o kitabı okuyup bitirmek zorunda hissediyorum kendimi.Halbuki bıraksana, ne olacak!Ama yok, bıraktım mı içim rahat etmiyor, ne yapayım!

Cahillikler Kitabı'ndan sonra da, Maeve Binchy'nin "Bir Dilek Tut Benim İçin" adlı kitabını okuyup bitirdim ve yine hayran kaldım.Her zaman olduğu gibi muhteşem bir öykü...Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.Zaten bu yazarın hemen hemen tüm kitaplarını okudum ve hepsini çok beğendim.Okumaktan vazgeçemeyeceğim yazarlardan birisi...

26 Eylül 2008 Cuma

Bilgisayar arızası nedeniyle verilen ara...

Merhaba!Bu aralar hiçbir şey yazamıyorum çünkü bilgisayarımın mouse ve klavyesi bozuldu!Tamire gönderdik, gelmesini bekliyorum.Bu nedenle kitap yorumlarım yazılmayı bekliyor...Bu yazımı da işyerimden yazıyorum zaten.En kısa sürede tekrar buluşmak üzere...

15 Eylül 2008 Pazartesi

Ben de kitap okuyorummmmm..

Canan (kızım,kuzum) kadar kitap okumam mümkün değil ama bende bir başladım mı arkası kesilmez kitap okumalarımın.Şu sıralar elimde Ayşe Kulin'in Veda isimli romanı var ve bitirmek üzereyim.Bundan önce de Bir Geyşanın Anıları adlı kitabı ikinci kez okudum ve yine aynı keyfi aldım.Çok severek okuduğum bir romanın bitmesini hiç istemem, çünkü bitince çok sevdiğim bir dostumu kaybetmiş gibi, ondan ayrılmış gibi hissederim kendimi.Bu güne kadar okuduğum romanların içinde en çok da KELEBEK romanını beğenmiştim ve yıllar sonra aynı hazla iki kere daha okumuştum...Yazarı HENRİ CHARRIERE.Hiç işlemediği bir suçtan müebbet kürek mahkumu olan Henri Charrier isimli kelebek lakaplı fransız vatandaşının mahkumluğu sırasında yaşadığı olayları anlattığı kitaptır.Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.Kelebek romanı yıllar önce sinemaya da uyarlanmıştı ve ünlü aktör Steve Mc Quinn başroldeydi...

8 Eylül 2008 Pazartesi

Tüyap'ı beklemek...

Bu sene de bir aksilik çıkmazsa Tüyap Kitap Fuarı'na gitmek istiyorum.İlk defa geçen sene gidebildim.Ondan önceki sene fırsat olmamıştı, daha öncesinde de İstanbul'da değildim.Ama hep çok istemiştim gitmeyi.O ortamda olmayı, o havayı solumayı, doyasıya kitapları incelemeyi ve sınırsızca kitap almayı...
İlk defa geçen sene gidebildik fuara eşimle birlikte.O benim gibi değildir, pek okumaz kitap.Ama onu da kolundan tuttum, yürü bakalım gidiyoruz fuara diye...Çünkü önceki sene gidemediğim için çok üzülmüştüm, bu sene artık mutlaka gitmeliyim diye hazırlamıştım kendimi.
Ücretsiz olarak İstanbul'un bazı noktalarından kalkan servislerinden biri ile epey bir yol gittik ve sonunda ulaştık fuar alanına.O kadar kalabalıktı ki anlatamam.Üstelik de hafta içi olmasına rağmen.Bir kere her yerde öğrenci grupları vardı.Cıvıl cıvıl geziyordu çocuklar öğretmenleri ile birlikte.
Hemen içeri girdik.Oldukça büyük bir alana kurulmuştu fuar.İnsan oraya adım atar atmaz ne yapacağını, nereye gideceğini şaşırıyor.Eşimi oradan oraya sürüklüyordum.Her standı görmek, neredeyse her kitabı incelemek istiyordum.En sonunda sırayla gezmeye karar verdik.
Fuara gitmek için yola çıktığımızda saat 12.00 civarıydı, fuarı gezip alışverişi bitirdiğimizde ise saat 19.00'a gelmişti.Ve tahmin edebileceğiniz gibi benim ve eşimin elimiz kolumuz kitap doluydu!Tam olarak kaç kitap aldığımı ve kaç lira harcadığımızı eve gelince anlayabildik.Yanlış hatırlamıyorsam 23 tane kitap almıştım ve yaklaşık olarak 250 ytl ödemiştim.Muhteşem bir gündü benim için.Zaten elimde listeyle gitmiştim oraya.Ama tabii liste dışında da aldıklarım vardı:)
Eve gelir gelmez kaplamıştım yeni kitaplarımı naylon defter kaplarıyla.Bu benim adetimdir, her yeni kitabı naylonla kaplarım ki eskimesin, güzelliğinden bir şey yitirmesin.
İşte böyle bir serüvendi geçen seneki kitap fuarı benim için.Geçenlerde de bu seneki fuarın ne zaman düzenleneceğine bir bakayım dedim.1-9 Kasım 2008 tarihleri arasında yaplıcakmış bu seneki fuar.Tam tahmin ettiğim gibi...Ben zaten çoktan para biriktirmeye başlamıştım bile...

5 Eylül 2008 Cuma

Tembellik

Bu aralar çok tembellik ettim.Neden derseniz, hala elimdeki kitapları bitiremedim de ondan!Neden böyle oldu bilmiyorum, bir türlü "şöyle oturup da elime kitabı alayım, hayallere dalayım" yapamadım henüz.Sanırım 3 haftayı geçti, ben hala iki kitabı okuyup bitirmeye çalışıyorum.Daha doğrusu elime alıp okumaya başlamaya çalışıyorum.Bir türlü konsantre olamadım.
Kitaplarımın birisi "Cahillikler Kitabı", diğeri de "Bir Dilek Tut Benim İçin." Birini işte okumaya çalışıyorum, diğerini de evde.Gerçi yaptığım iş, okumaya pek fırsat vermiyor ama yine de boş bulduğum aralarda okumaya çalışıyorum.Aslında kitapları sevmedim de değil ama ısınamadım sanırım henüz!Ama gerçekten kendime hiç yakıştıramadım bunu, bir an önce iki kitabı da bitirip başka kitaplara sarılmalıyım!Ev zaten okunması gereken kitaplarla dolup taşıyor:)

19 Ağustos 2008 Salı

Marc Levy

Marc Levy Fransız bir yazar.Çok eskiye dayanan bir yazı geçmişi yok.1998 yılında yazmaya başlamış.İlk romanı da "Keşke Gerçek Olsa".
Ben de Marc Levy ile yeni tanıştım diyebilirim.Birkaç sene oldu."Keşke Gerçek Olsa" adlı kitabını tesadüfen alıp okudum.Özellikle duyup almış değilim yani.Okur okumaz da hayran oldum!Kitap bir aşk hikayesini anlatıyor.Ama sıradan bir aşk hikayesini değil.Kitabın kadın karakteri Lauren trafik kazası geçirir ve bitkisel hayata girer.Lauren'ın bedeni hastanedeki odasında yatarken, ruhu dolaşmaya başlar ve ilk olarak, yıllardır oturmuş olduğu, ama o bitkisel hayata girdikten sonra mimar Arthur'a kiralanmış daireye gider.Burada Arthur onu görür ve birlikte yaşamaya başlarlar.Ama işin ilginç yanı, Lauren'ı Arthur'dan başkası görememektedir ve bu da başlarına bir sürü olay gelmesine neden olur.Gerçekten çok sürükleyici ve gülümseten bir kitaptı.Bir iki kez okudum üstelik.

Daha sonra bu hikaye filme de çekildi."Just Like Heaven" adıyla çekilen filmde Reese Witherspoon ve Mark Ruffalo oynamıştı.Filmi de tıpkı kitap gibi çok başarılıydı.

Sonraları kitabın devamının yazılacağını duydum.Tabii dört gözle bekledim devamını.En sonunda ikinci kitap 2005 yılında "Sizi Tekrar Görmek" adıyla çıktı.Bu kitabı geçenlerde okuyup bitirebildim.Aslında bitirmemek için elimden geleni yaptım ama bitti tabii.Bir devam kitabı olan "Sizi Tekrar Görmek", yine o akıcı üslupla yazılmış, aldı götürdü beni.Bu kitapta da Lauren ve Arthur'un bu kez daha farklı maceralarıyla karşılaşıyor insan.

Bu iki kitabın dışında yazarın diğer kitapları:

        • Dostlarım Aşklarım
        • Gelecek Sefere
        • Neredesin
        • Sonsuzluk İçin Yedi Gün
Marc Levy'nin kitaplarını okuyup da hayranı olmamak mümkün değil.Üstelik yazarın ailesi de İzmir kökenli...

17 Ağustos 2008 Pazar

İpek Ongun ve Ben

İpek Ongun'un hayatımda büyük bir yeri var.Ortaokul dönemimde onun kitaplarıyla tanıştım ve hala da o kitapları bırakmış değilim.Bana ve hayatıma kattıklarını ne kadar anlatsam da bitiremem.Bu nedenle blogumda ona yer vermek istedim.Böylece ona olan teşekkürlerimi biraz olsun ifade edebilirim.
İpek Ongun bence her kız çouğunun, kitaplarını okuması gereken bir yazar.Her kitabından ayrı ayrı bahsetmek gerekir.Ama özellikle "Bir Genç Kızın Gizli Defteri" serisini tüm genç kızlara ve genç kadınlara tavsiye ediyorum.Ben 26 yaşındayım ve onun kitaplarını defalarca okudum, hala da okumaya devam ediyorum.Ne zaman canım sıkılsa, bir problemim olsa, açar bir kitabını okumaya başlarım ve günüm aydınlanır.İnanın kitapların her birini artık ezberledim diyebilirim.Okuyanlar bilir,"Bir Genç Kızın Gizli Defteri" serisinin kahramanı Serra, artık benim hayatımdan biri gibi oldu.Sanki canım sıkıldığında telefona sarılıp, onunla konuşabilecekmişim gibi hissediyorum.
İpek Ongun Türkiye'nin ender yetiştirdiği kıymetli yazarlardan ve gençliğimize büyük katkılar sağlamış biri.Ona, kendi adıma, en azından benim hayatıma sunduğu güzelliklerden dolayı buradan teşekkür etmek istiyorum.İyi ki varsın İpek Ongun...

14 Ağustos 2008 Perşembe

Maeve Binchy

Maeve Binchy'yi mutlaka duymuşsunuzdur.Dublinli olan yazarın kitapları Doğan Kitap'tan çıkıyor.Muhteşem bir anlatımı var.Her bir öykünün içinde kayboluyorsunuz sanki!Kitaba başladığınızda karşınıza birden o kadar çok karakter çıkıyor ki, "ben bunların hepsini nasıl aklımda tutacağım?" diyor insan.Ama sadece birkaç sayfa ilerlemeniz, kendinizi kitabın akışına kaptırmanıza yetiyor.Yazarın şimdiye kadar yazdığı 14 kitabı var:
  • Yalnız Kadınlar Sokağı (Tara Sokağı)
  • İtalyanca Aşk Başkadır
  • Geri Döneceksin
  • Aşk Mutfakta Pişer
  • Hayatın Ta Kendisi Lokantası
  • Ateşböceklerinin Mevsimi
  • Yıldızlı ve Yağmurlu Geceler
  • Aşkı Yarın Yaşayacaksın
  • Aşk, Bir Kere
  • Bir Dilek Tut Benim İçin
  • Aşıklar Korusu
  • Gümüş Yıldönümü
  • Leylak Zamanı
Ben şu anda "Bir Dilek Tut Benim İçin" adlı kitabı okumaya başlayacağım.En son çıkan iki kitabı "Gümüş Yıldönümü" ve "Leylak Zamanı" henüz almadım, ama en kısa zamanda alacağımdan emin olabilirsiniz:) Bunların dışındaki diğer kitaplarının hepsini okudum.Her biri birbirinden güzel!Sizlere de mutlaka tavsiye ederim.

12 Ağustos 2008 Salı

Chicken Literature

Bu chick lit (chicken literature) -Türkçe'de piliç edebiyatı deniliyor- denilen şeyi ben çok sevdim.Uzun süredir bu tarz kitaplar okuyorum, eğlendiriyor beni.Evet edebi bir yönü olmayabilir ama ben sevdim:) Öyle sinemada yada tvde izlediğim romantik aşk komedilerine benzetenler olabilir ama bence onlar kadar klişe değil.Bu kitaplar çok eğlenceli.Gerçekten insanın ruh haline iyi geliyor!Benim özellikle takip ettiğim ve şu ana kadar çıkmış tüm kitaplarını okuduğum yazarlar var.Mesela Jane Green'den asla vazgeçmem!Muhteşem yazıyor!Üstelik onun kitaplarını keşfedip okumaya başladıktan sonra, bu chick lit sevdam başladı:) Sonra Marian Keyes ve Robyn Sisman'ı keşfettim.Bu üç yazarın şimdi bütün kitaplarını okuyorum.Hem Türkçe çevirilerini alıyorum, hem de İngilizce orijinallerini.Piliç edebiyatı yazarlarından Cecilia Ahern, Sophie Kinsella, Jill Mansell, Susannah Bates, Lisa Jewell, Kate Jacobs'u önerebilirim.Dahası da var ama şimdilik bu kadar yeter!Eğlenmek, stres atmak, kafa dağıtmak isteyenlere şiddetle tavsiye derim:)

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Jill Mansell

Jill Mansell adlı yazarla yeni tanıştım.Daha önceleri de kitaplarını görmüştüm ama okuma fırsatım olmamıştı.Sonunda bir kitabını aldım ve okumaya başladım. "Tam İstediğim Gibi." Bu kitap, son zamanlarda pek çok yerde insanın karşısına çıkan chicken literature adı verilen türden. Yani yirmili ve otuzlu yaşlarda özellikle bekar ve çalışan genç kadınlara yönelik yazılan bir edebiyat türü.Ben de bu tarz epey kitap okudum ve okumaya da devam ediyorum.

Jill Mansell'ın kitabını henüz bitirmedim.Bitirmek için de sabırsızlanıyorum.Bence bu türün güzel örneklerinden birisi.Bu kitabı bitirdikten sonra, aynı kadının diğer kitaplarını da almayı düşünüyorum.Siz de bir göz atın derim...