24 Aralık 2015 Perşembe

En güzeli, çocuk kitapları!

Çocuk kitapları okumaya bayıldığımı söylemiştim değil mi?
İnsanın ruh halini değiştiriyor çocuk kitapları. Yaşadığınızı fark ediyorsunuz adeta!

İşte güzel bir kaç örnek Final Kültür Sanat Yayınları'ndan:




Başımızda Kuşlar

Yazan ve resimleyen: Samdra Gobet

"Bu kitap, kuşlarla birlikte yaşayan insanların ve insanlarla birlikte yaşayan kuşların öyküsüdür.

Öykünün mekanı düşsel bir ülkedir ve bu ülkede kuşlar, yuvalarını insanların başları üzerine yapar. İnsanlar, başlarının üzerindeki kuşlardan rahatsız olmak bir yana, onar olmadan yapamazlar. Çünkü kuşlar, şükran borçlarını ödemek için insanların hayatlarını kolaylaştırıp eksiklerini kapatırlar. Herkes hayatından memnundur. Fakat günün birinde insanlar, başlarının üzerindeki kuşları kafese kapatmaya başlayınca büyü bozulur, herkesin huzuru kaçar. Kuşlar hasta olur, insanlarsa mutsuz. Neyse ki, bütün bunlara karşı çıkan iyi yürekli insanlar da vardır!Özgürlüğün ve dostluğun kıymetini bilen insanlar...

Olağanüstü resimlere eşlik eden felsefi ve lirik bir anlatım...Ömür boyu saklanacak türden bir kitap!"





İhtiyar Pastacı ve Kırmızı Kedileri

Yazan: Tobias Aufmkolk
Resimleyen: Nicole Aufmkolk

"Dördü de kırmızı, dördü de oyuncu, dört sevimli kedi...

Ve dördü İhtiyar Pastacı'nın evinde yaşıyor. İhtiyar Pastacı'nın kedilerinden sonra hayatta en sevdiği şey, üzerinde kırmızı ahududu meyveleri bulunan lezzetli bir pasta. Fakat ahududuyu en az onun kadar çok seven biri daha var anlaşılan. Çünkü İhityar Pastacı ne zaman bir pasta yapıp soğumaya bıraksa, üzerindeki ahududular gizemli bir şekilde kayboluyor! İhtiyar Pastacı düşünüyor, taşınıyor, fakat hırsızın kim olabileceğini bulamıyor. Bunun üzerine ahududu hırsızını yakalamak için pusuya yatıp bekliyor ve sonunda onu yakalıyor. Fakat hırsız, İhtiyar Pastacı'nın hiç ummadığı biri çıkıyor!"





Dedektif Rino 
Kayıp Penguen Vakası

Yazan: Pilar Lozano Carbayo&Alejandro Rodriguez
Resimleyen: Claudia Ranucci

"Fillerden biri kayıp mı olmuş? Aslanların yemeğini mi çalmışlar? Birileri kunduzları mı zehirlemiş? Pandanın üstüne bir kutu boya mı dökülmüş? Havuzda kan mı var? Sırtlana isimsiz mektuplar mı gönderiliyor? Devekuşuna tuzak kuran da kim? Ve geceleri ortaya çıkıp flamingoları korkutan bu gizemli gölge de neyin nesi? Hımmm...Galiba hayvanat bahçesinde birtakım gizli işler dönüyor!

Bunları çözmek için dedektif mi lazım? O halde sizi ofisime beklerim. Ben Dedektif Rino! Hayvanat bahçesinin üçüncü bölümüne gelin, orada beni sıcak göletimin içinde otururken bulacaksınız."









14 Aralık 2015 Pazartesi

Aytül Akal Kitapları

Aytül Akal'ı bilmeyeniniz duymayanınız yoktur sanırım. Çocuk edebiyatının önemli isimlerinden birisi, birbirinden güzel kitapları var. Doğan Egmont'tan çıkan kitaplarından bazılarını tanıtacağım sizlere...






Dedemin Sihirli Mutfağı 

Yazan: Aytül Akal
Resimleyen: Emel Alp Sarı

"Işıl ışıl bir dünyanın kapıları açılıyor! Sizce orası dedenin mutfağı mı yoksa torunun oyun alanı mı? Renkli malzemeleriyle, fırça ve boyalarıyla tam bir panayır yeri sanki. Hadi beklemeyin daha fazla...Siz de katılın oyuna."

Sade anlatımı, cıvıl cıvıl resimleriyle çocukların çok seveceği bir kitap!




Babaannemin Perili Odası

Yazan: Aytül Akal
Resimleyen: Neşe İnan Gök

"Rengarenk bir odanın kapıları açılıyor! Sizce orası babaannenin yatak odası mı torunun oyun odası mı? İncik boncuklarıyla, pelüş oyuncaklarıyla tam bir panayır yeri sanki. Hadi beklemeyin daha fazla...Siz de katılın oyuna."

Giyinip süslenmeyi çok seven kız çocuklarının çok seveceğini düşündüğüm bir kitap!


Moko ile Dinozo Serisi 









- Vapurda Canavar
- Parkta Canavar
- Havuzda Canavar
- Karda Canavar

Yazan: Aytül Akal
Resimleyen: Esra İlter Demirbilek

"Yağmur ormanlarından yakalanıp satılmak üzere büyük kente getirilen Dinozo, kafesinden kurtulmayı başarmıştı. Peki ama koskoca vapurun içinde yapayalnız ne yapacaktı, nasıl yaşayacaktı? Yoksa...yalnız değil miydi?"

İguana Dinozo ile fare Moko'nun vapurda tanışmaları ve sonrasında yaşadıkları maceraların anlatıldığı kitapların hepsi birbirinden eğlenceli. Çocuklar bayılacak!






26 Kasım 2015 Perşembe

Düşler Sirki / Angela Nanetti

Günışığı Kitaplığı'ndan 8-12 yaşa yönelik çok güzel bir kitap çıktı!


Düşler Sirki 

Angela Nanetti

Türkçe yayın editörü: Müren Beykan
Türkçesi: Nilüfer Uğur Dalay

İki kentin patlamış mısır kokan öyküsü!

İtalyan edebiyatının büyülü kalemi Angela Nanetti, son çocuk romanıyla Türkçe'de! Aile ilişkilerini, dostlukları ve hayalleri anlattığı kitaplarıyla tanınan, Hans Christian Andersen Ödülü sahibi yazar, bu kez çocukların gözünden modern dünya eleştirisi yapıyor. Birileri için yeterince kazançlı değil diye her şeyi yıkan, yutan, yaşam alanlarının dışına iten düzeni mizahi bir dille anlatan roman, ötekileştirme, kentleşme, tek adam, rant kavramlarını ustalıkla işliyor. Yazar, büyülü gerçekçi bir düş evreninde dolaştırdığı ilginç kahramanlarıyla, okuru günümüz toplumsal yaşamının sert gerçekliğini düşünmeye davet ediyor. Avrupa'nın en önemli yazarlarından sayılan Angela Nanetti'nin ölüm gibi zor bir temayı çocuk gerçekliğiyle anlattığı romanı Dedem Bir Kiraz Ağacı da çocuk klasikleri arasında.

Giacomo, dünyayı koku duyusuyla tanıyan bir çocuktur. Bir gün sınıfa, mis gibi patlamış mısır kokan bir kız gelir. Giacomo, yeni arkadaşının peşinde hiç bilmediği bir dünyanın kapısından girecektir. Rengarenk kedilerle, yok olmanın sınırındaki bir kente mucizevi yolculuklar yaparken, koku alma yeteneğiyle gizemleri de çözme görevini üstlenir. Giacomo ve arkadaşları çok kötücül bir planı önleyip "ötekilerin" kentini kurtarabilecek midir?...

Angela Nanetti, 1942'de İtalya'nın kuzeyinde, Bolonya'ya bağlı Budrio'da doğdu. Bolonya Üniversitesi Ortaçağ Tarih Bölümü'nü bitirdi ve İtalyanca öğretmenliği yaptı. 1995'te öğretmenliği bırakıp kendini yazmaya adayan Nanetti, 2003 yılında Il Mondo dell'infanzia (Çocukluk Dünyası) adlı kitabıyla Hans Christian Andersen Ödülü'nü kazandı. Yaklaşık yirmi dile çevrilen ve Günışığı Kitaplığı tarafından yayımlanan Dedem Bir Kiraz Ağacı (2011) adlı çocuk romanı, 2002 Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü'ne aday gösterildi, 2006 Chronos Ödülü'nü kazandı. Yine Günışığı Kitaplığı'nın Türkçe'ye kazandırdığı Mistral (2014) ve ON8'in yayımladığı Kuyruklıyıldız Eken Adam (2015) adlı gençlik romanları büyük ilgi görüyor. Son kitabı Düşler Sirki (2015) olan yazar, İtalya'nın Adriyatik kıyısında, Pescara'da yaşıyor.


6 Kasım 2015 Cuma

Umut Sokağı Çocukları / Gülsevin Kıral

Günışığı Kitaplığı yine yeni bir kitapla karşımızda!


UMUT SOKAĞI ÇOCUKLARI

GÜLSEVİN KIRAL

Editör: Müren Beykan
Resimleyen: Sadi Güran

Oyun arkadaşım bir Suriyeli...

Dedektiflik öyküleriyle sevilen, ödüllü yazar Gülsevin Kıral, bu kez toplumsal bir sorunu umuda açılan bir pencereden ve çocukların gözünden anlatıyor. Türkiyeli ve Suriyeli çocuklarla yetişkinlerin özlemleri, hayalleri ve beklentileri aynı mahallede buluşup tek bir hikayeye dönüşüyor. Yolları birbirleriyle kesişen kahramanların yaşama tutunma mücadelesini her birine söz hakkı vererek aktaran yazar, sevginin ve dayanışmanın gücünü hatırlatıyor. Hayatın acıtıcı gerçeklerini mizahı eksik olmayan bir üslupla işleyen roman, yaşadığı çağı anlamlandırmaya çalışan çocuklara hediye niteliğinde.

Sevdiklerini ve yaşam alanlarını geride bırakarak Suriye'den İstanbul'a gelen insanlar aynı mahallede, farklı kapılar ardında yaşamaktadır. Çocuklar, top oynarken kırdıkları cam yüzünden azar işitseler de, yabancı bir gazetecinin ortaya çıkması, Karabaş'ın varlığı ve Çakallar'la yapılan maçta Suriyeli Hasan sayesinde atılan goller, mahalleyi şenlendirir. Hasan'ın babası iş bulma, Berivan da kardeşinin çıkıp geleceğine dair umudunu yitirmemeye çalışır. Üstelik, Ali'nin gönlü de Berivan'ın güzel kızı Rojda'dadır...

Gülsevin Kıral, 1959'da Eskişehir'de doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden mezun oldu ve uzun yıllar bankacılık sektöründe çalıştı. Çeşitli edebiyat dergilerinde yazıları yayımlandı, çeviriler yaptı. 2008'de Günışığı Kitaplığı'nda Berber Pire Tellal Derve adıyla kitaplaşan "Evvel Zaman İçinde" ve Ablamı Nereye Kaçırdılar adıyla yayımlanan (2006) dosyalarıyla ödüller kazandı. Posta Kutumdan Sihir Çıktı (2006) adlı kitabının ardından yazdığı, polisiye tadındaki "Gizli Silahın Formülü Hangi Zarfta?" ve "Ağaçlar Yemek Yapar mı?" adlı komik çocuk öyküleri, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği'nin (ÇGYD) 2006 Sulhi Dölek Ödülü'ne değer görüldü. Kıral'ın bu ödüllü öyküleri daha sonra, Günışığı Kitaplığı tarafından  Gizli Formül Hangi Zarfta! adıyla tek kitapta toplandı. Berber Pire Tellal Deve de Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) tarafından 2008'de Yılın En İyi Çocuk Kitabı Tasarımı seçildi. İstanbul'un mimari anıtlarının başrolde olduğu romanları İstanbul'u çalıyorlar! ve Çalınan Kent, "Ömer Hepçözer Dedektiflik Bürosu" adlı altında dizileşti. Son kitabı, Umut Sokağı Çocukları (2015) olan Kıral, eşiyle birlikte İstanbul'da yaşıyor; iki oğlu var.


23 Ekim 2015 Cuma

Darmadağın / Aslı Der

Günışığı Kitaplığı'ndan yeni kitap var!


DARMADAĞIN

Aslı Der

Editör: Mine Soysal

Şiddetin savurduğu iki gencin özgürlük kafesi...

Ödüllü çocuk romanlarıyla çok sevilen Aslı Der, gençler için yazdığı ikinci romanında, güncel ve önemli bir konuyu felsefi derinlikte işliyor. Defne'yi Beklerken ile gençlik edebiyatına güçlü bir giriş yapan yazar, bu kez aile içi şiddetin incittiği yaşamları anlatıyor. Mağdur ya da tanık, şiddetin odağındaki bireylerin duygu durumlarını, çaresizliğini ve çıkış yolu arayışını incelikle duyumsatan roman, gençlerin sesine kulak veriyor. Sosyal medyadan güzellik takıntısına popüler kültürün etkilerini, günümüzün "gürültülü" sessizlik ortamını sözcüklere döküyor. Dostluğun, dayanışmanın, edebiyatın ve direnmenin sorunlara çözüm üretmedeki büyük etkisine ve gücüne de vurgu yapan, gençler kadar yetişkinlerin de etkilenerek okuyacağı çağdaş bir roman.

Ece, babasının tüm aileye yönelttiği şiddetle baş etmeye çalıştığı bir dönemde, apartmana yeni taşınan Cem'le tanışır. Çözümsüz görünen sorunların üstesinden gelmenin, kötülüğe direnmenin yollarını onunla keşfetmeye başlar. Tatilde tanıştığı Hollandalı'nın tasasız yaşamı yüzünden ikilemlere sürüklense de, kaçtığı "kafes"te komşusuyla paylaştıkları, iki genci de yeni bir duygu ve düşünce dünyasına taşıyacaktır...

Aslı Der, 1975'te İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi'nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü'ndeki eğitimini tamamladı. İngilizce ve Fransızca'dan çeviriler yaptı, firmalar için yayınlar hazırladı. Kitaplarına felsefe eğitiminin derinliğini ve zenginliğini taşıyan yazarın ilk kitabı olan Küçük Cadı Şeroks'un ikinci macerası Büyük Tuzak, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) tarafından 2007 Yılın En İyi Çocuk Romanı seçildi. Bu kitabıyla 2010'da Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu'nun (IBBY) Onur Listesi'ne girdi. Şeroks'un maceralarını üçüncü kitap Barış Odaları ile tamamlayan yazarın diğer fantastik çocuk romanları Tehlikeye 3 Yolculuk ve Kayıp Rüyacı. İlk gençlik romanı Defne'yi Beklerken'in ardından Darmadağın'ı yine gençler için yazan Aslı Der, eşi ve iki çocuğuyla birlikte İstanbul'da yaşıyor.

20 Ekim 2015 Salı

Ben Ayrıkotu / İrem Uşar

ON8 Kitap'tan yeni bir kitap!


Ben Ayrıkotu

İrem Uşar

19 yaşından platonik postalar...

Ben giyinip evden çıkacağım. Bir apartman kapısının önüne geleceğim, durup önce apartmanın ismine, sonra zillere bakacağım. Zildeki bir isim hoşuma gidecek, hemen oracıkta zahmetsizce sokağının, apartmanın adını, daire numarasını zarfın üstüne yazacağım. Sonrasında, derhal oradan uzaklaşacağım. Postaneye gidip Şef'ten - postanenin şefi, eski ahbap, uzun hikaye - mektubumu postalamasını rica edeceğim.

Platonik posta! Yapacağım şey bu.


On dokuz yaşındaydı ve insanlardan kopmuştu. Ne buluşmak istiyordu onlarla, ne de karşılaşmak. Konuşup yanlış anlaşılmaktansa, yazının  güvenli ritmini tercih etti. Kapısını kapadı, kalbini açtı. Böyle böyle başladı mektup yazmaya. Kimseye söyleyemediklerini herkese anlattı. Günlerce, haftalarca, aylarca... Ve sonunda, hiç beklemediği birine yakalandı!...

Gözlem gücünün yansıdığı kitaplarıyla sevilen İrem Uşar'ın ilk kez 2008'de yayımlanan romanı, göden geçirilmiş baskısıyla ON8'de. Bir gencin yaşamındaki özel bir döneme, onun saklanmak ve erişmek, silikleşmek ve görünür olmak arasındaki gelgitine tanıklık eden Ben Ayrıkotu, gerçeklik ve hayal dünyası arasında usulca geziniyor. İnsanın karmaşık duygu durumlarını, iç hesaplaşmalarını ustalıkla çözen romana İstanbul'un birbirinden farklı ve özel mekanları ev sahipliği yapıyor. Ödüllü çocuk kitaplarının yazarı İrem Uşar, genç ve samimi üslubuyla her yaştan okuru kucaklıyor.

1975'te İstanbul'da doğan İrem Uşari Notre Dame de Sion Lisesi'nin ardından Marmara Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü'nden mezun oldu. Muhabirlik, editörlük ve metin yazarlığı yaptı. 2010'da PEN'in davetiyle Belçika'nın Antwerp kentinde katıldığı yazarlık atölyesinde, Assos yakınlarındaki Sivrice Deniz Feneri için Günışığı Kitaplığı tarafından özel projelendirilen çocuk kitabı Fenerden Tutuşan Işık'ı (2011) yazdı. ÇYGD tarafından Yılın En İyi Çocuk Öyküleri Kitabı 2011 Jüri Özel Ödülü'ne değer görülen Kuuzu ve Lunapark Ailesi'nde (2011), gülümseten aile öykülerini kaleme aldı. Sadi Güran'ın desenleriyle canlanan Lataşiba'da (2013), zıt özelliklere sahip insanların yaşadığı iki farklı kentin fantastik öyküsünü anlattı. Yıllardır tai chi çalışan İrem Uşar, Ankara'da yaşıyor.

12 Ekim 2015 Pazartesi

Benim Babam Ömür Adam / Ömer Açık

Günışığı Kitaplığı'ndan yeni bir kitap daha!



BENİM BABAM ÖMÜR ADAM

Ömer Açık

Editör: Müren Beykan

Bal sarısı bisikletin yolunda, aklı beş karış havada!

Güçlü öykülemesi ve özgün üslubuyla sevilen Ömer Açık, çocuklar için yazdığı ikinci romanında yine sıcacık ve umut dolu bir dünya yaratıyor. İlk çocuk romanı Menekşe İstasyonu'ndaki zengin dil kullanımı, mahalle kurgusu ve birbirinden ilginç kahramanlarıyla dikkati çeken yazar, bu kez rüzgarla haşır neşir, hayallerinin peşinde koşan bir çocuğun öyküsünü anlatıyor. Çocukların heyecanını, yaşamı algılayışını başarıyla aktaran yazar, yarattığı mahalleyi ekmek fırını, kedili kitapçı ve dut ağaçlı meydan gibi sevginin sıcaklığını yansıtan ayrıntılarla biçimliyor. Benim Babam Ömür Adam, öğretmenlik görevini sürdüren Açık'tan, hem küçükler hem de büyükler için şiir tadında bir roman.

Arkadaşı Şair Amca'yla meydandaki dut ağacı altında buluşmayı seven Fiko'nun hayallerine giden yol, mor bir kuşaktır. Babasının verdiği üç karış uzunluğundaki kuşağı iki hafta boyunca kaybetmemesi gerekmektedir. İyi de, aklı beş karış havadaki Fiko bu işi başarabilir mi?.. Yaz tatili boyunca süreceği bal rengi bisikletin hayali bir yandan, aileye yeni katılacak bebeğin yarattığı karışık duygular bir yandan; Fiko'nun aklı karışmıştır bir kere...

Zevkle okunacak bir kitap! Kaçırılmaması tavsiye olunur :)

7 Ekim 2015 Çarşamba

Yoksa Hayat Gençken Daha Mı Zor?



Belki bu yazımı okuyanlar beni, bu yaşta hala İpek Ongun okuduğum için garipseyebilir...Saygı duyarım...Ama İpek Ongun benim, 80 yaşına da gelsem vazgeçemeyeceğim yazarlardan biridir.

Bugüne dek çıkan bütün kitaplarını okudum, bu kitabı 2013'te çıkmıştı. Çıkar çıkmaz almıştım ama okumaya kıyamadığımdan, kitaplığımda bekliyordu. Geçenlerde baktım, Bir Genç Kızın Gizli Defteri serisinin son kitabı Nerde Kalmıştık çıkmış, hemen onu da aldım.

Yoksa Hayat Gençken Daha Mı Zor, bir serinin kitabı değil, başlı başına bir hikaye...Tam bir İpek Ongun tarzı. Bir okuldaki öğrencilerin ve çok sevdikleri öğretmenlerinin etrafında dönen olaylar anlatılıyor. Öğretmenin öğrencileri için nasıl çabaladığını, öğrencilerin her birinin başına gelen olaylar karşısında neler yaptıklarını okuyorsunuz kitapta.


Kitabın arka kapak yazısı şöyle:

"Kalp çarpıntıları her şeyin önüne geçerken,
 Arayışlar şaşkına çevirirken,
 Sevgiler, ilgiler, beğeniler birbirine karışırken,
Bu arada sıkı dostluklar sınanırken,
Yoksa Hayat Gençken Daha mı Zor?"


Ben, ne zaman canım sıkılsa, moralim bozulsa alırım elime bir İpek Ongun kitabı, başlarım okumaya ve tüm sıkıntımı unuturum... İlaç gibi gelir bana...

5 Ekim 2015 Pazartesi

Zeynep Cemali Edebiyat Günü

Günışığı Kitaplığı'nın bu yıl 5.sini düzenlediği Zeynep Cemali Edebiyat Günü 3 Ekim'de Kadir Has Üniversitesi'nde gerçekleşti. Yayıncılık ve edebiyat dünyasının buluştuğu, ülkemizin ilk ve tek yıllın yayıncılık konferansı önemli isimleri ağırladı.


İyi bir sanat eseri insanlara değil, doğaya aittir!

Ülkemizin ilk ve tek yıllık yayıncılık konferansı olan Zeynep Cemali Edebiyat Günü'nün beşincisi, 3 Ekim Cumartesi günü Kadir Has Üniversitesi'nde gerçekleşti. Edebiyata ve kitaplara emek verenlerin, yeni bir gündemle bir araya geldiği konferansa Necati Tosuner, Gülten Dayıoğlu, Behçet Çelik, Feridun Andaç, Müge İplikçi, Ahmet Büke, Sevin Okyay, Sevim Ak ve Fatih Erdoğan gibi edebiyatçıların yanı sıra çok sayıda yayıncı, editör, çevirmen, tasarımcı, illüstratör, akademisyen, resmi ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, kütüphanelerden ve eğitim kurumlarından yöneticiler katıldı. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine sunuculuğunu, çocuk ve gençlik edebiyatının sevilen kalemi Aslı Der'in üstlendiği konferans, 6,7,8. sınıf öğrencileri için yurt çapında düzenlenen Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2015 Ödül Töreni ve kokteylle sonlandı.


Her yaştan okura dokunan eserleriyle sevilen yazar Feyza Hepçilingirler, yayıncılığın güncel başlıklarının tartışıldığı konferansın açılış konuşmasında, yazarlığı ile değil, Türkçe çalışmalarıyla daha çok tanındığını belirterek, "Bir dil nasıl gücünü yitirir, nasıl hastalanır; bunun üzüntüsü ve telaşı içindeyim. Bu yüzden gücümü dile verdim," dedi. Hepçilingirler, öğretmenliğini yazarlığından, yazarlığını da öğretmenliğinden korumaya çalıştığını vurguladı.

Konferansın belleklerden silinmeyecek kapanış konuşmasını, edebiyatımızın güçlü hikaye anlatma geleneğinin özgün yorumcularından, usta yazar Latife Tekin yaptı. İyi bir sanat eserinin insanlara değil, doğaya ait olduğunu ifade eden usta yazar, neden ve nasıl yazdığını şu sözlerle açıkladı: "Yoksulların sessizliğini dile çeviriyorum, Kendimi simülatör olarak değil, zuhur olarak görüyorum. Ben 'edebiyat dışıyım' derim kendime. Çünkü, yazmaya yoksulları anlatarak başladım. Edebiyatın sınıfsal olduğunu düşünüyorum. Yoksullara ne yazık ki edebiyat yapma hakkı verilmiyor. Politik hareket içinden gelen kaçak yazarlar var bir de. Ben de onlardan biriyim. Yoksulluğumu koruyarak edebiyat yapma hakkı verilmiyor. Politik hareket içinden gelen kaçak yazarlar var bir de. Ben de onlardan biriyim. Yoksulluğumu koruyarak edebiyat yapmaya çalışırken de doğaya yaklaştım.

Yazar, şair Karin Karakaşlı, anadil ve edebiyat üzerine düşündürürken, dilin gücüne değindi. "Benim için önce söz vardı," diyerek konuşmasına başlayan Karakaşlı, "Okula başladığımda Ermeni alfabesinin 38 harfini ve Latin alfabesinin 29 harfini aynı anda öğrenmem gerekiyordu. Düşünebiliyor musunuz, birinci sınıfa giden küçücük bir çocuk harflerin altında eziliyor. İki dilli çocuklar bu ülkede diğerlerine kıyasla daha çabuk büyüyor. Ermenice, Kürtçe demek bir başka tınlıyor bu topraklarda; Fransızca, İngilizce gibi değil. Dillerin siyasallaşması devlet politikalarının ürünüdür. Bize sözünü sakınmayan yayıncı, gazeteci ve yazarlar lazım. Bunlar hepimize sığınak yaratır," dedi.

Harry Potter gibi, fantastik edebiyatın önemli eserlerini dilimize kazandıran çevirmen Kutlukhan Kutlu, edebiyatta çeviriye ve çevirmene dikkat çekti. Çevirmenin de yaratılan eser üzerinde hak sahibi olduğunu vurgulayan Kutlu, "Nasıl yazarların ustalık eserleri varsa, çevirmenlerin de hazır oldukları çeviriler vardır. Ben Harry Potter'a hazırdım, çünkü o duygu durumundan geçmiş ve anlatılanlar üzerine daha önce defalarca düşünmüştüm," diye konuştu. "Çevirmenlik, içinizdeki yazar damarınızı bulduğunuzda ilerliyor", diyen Kutlu, o damarın fazla ileri gitmesini engelleyen frenin de yayınevi olduğunu belirterek editörün önemine dikkat çekti.





Literatür Yayıncılık ve Punto Kitap Dağıtım'ın kurucu yöneticisi Kenan Kocatürk'ün yönettiği "Yayınevinden Okura Kitabın Satış Süreçleri" paneline, D&R, Ankara Dost Kitabevi ve Kitapyurdu'nun yetkilileri katıldı. Konuşmacılar, Türkiye'deki satış oranlarından mağazaların özelliklerine, kitap dağıtımının öneminden yurt dışı örneklerine, butik yayıncılıktan bağımsız kitabevlerinin sorunlarına kadar pek çok önemli konuya değindi. Panelin soru cevap bölümünde söz alan usta yazar Necati Tosuner, "Çok satan kitabı babam da satar", diyerek zincir kitabevlerinin satış politikalarını eleştirdi.



İletişim Yayınları yöneticilerinden, deneyimli yayıncı Tuğrul Paşaoğlu ise dijital yayıncılığın geleceğine ilişkin vizyonunu aktardığı konuşmasında, Türkiye'de dijital yayıncılığın gelişememesinin en önemli nedenini merkezi kayıt sisteminin eksikliğine bağladı. Yurt dışı örnekleri eşliğinde yeni bir veritabanı modelinden bahseden Paşaoğlu, "Eser sahipleri ve yayıncılar gerekli yatırımları yaparak okurun esere ulaşmasını kolaylaştıracak. Okur da kullandığı eser kadar ödeme yapacak," diyerek gelecekte dijital yayıncılığın yönünü bu sistemin belirleyeceğini söyledi.


Edebiyat günü, ülke genelinde büyük bir katılımla sonuçlanan Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2015 Ödül Töreni ile sona erdi. Proje başkanı Müren Beykan, 2015 sonuçlarını değerlendirdiği konuşmasında, "Amacımız, yarınlara ilişkin umudumuzu edebiyat bayrağıyla yükseltme cesaretini gençlere aşılamak ve geleceğin yazarlarına dokunmak. Yarınlarda ödünsüz barışı kuracak ve koruyacak olan gençlerin arasında, bu yıl 700'ü aşkın öyküyü yazanların da bulunduğunu düşünmeli, güvende hissetmeliyiz," diyerek, yarışmanın aşıladığı umuda dikkat çekti. Ödül töreninde; Latife Tekin, birinci Ezgi Akar'a; Feyza Hepçilingirler, ikinci Bengisu Belen'e; Behçet Çelik, üçüncü Cem Demir'e ödüllerini verdi.


Günışığı Kitaplığı, günün sonundaki kokteylle edebiyat yayıncılığındaki 20. yılına merhaba dedi.

3 Ekim 2015 Cumartesi

Ben Ne Zaman Doğdum? / Behiç Ak

Günışığı Kitaplığı'ndan yeni kitap!



Ben Ne Zaman Doğdum?

Yazan ve resimleyen: Behiç Ak

Editör: Müren Beykan
Grafik Tasarım: Huban Korman

Doğduğun günün öyküsünü biliyor musun?

Ülkemizin çok sevilen çocuk kitabı yazarlarından, mizah ustası Behiç Ak'ın yarattığı "Tombiş Kitaplar" dizisi dört kitaba ulaştı. Benim Bir Karışım, Bizim Tombiş Taştan Hiç Anlamıyor ve  Bizim Tombiş Fiyonk Makarnayı Çok Seviyor'un ardından, Ben Ne Zaman Doğdum? yepyeni bir sorunun peşine düşüyor. Her kitapta farklı bir sorunun cevabını arayan Memo ile bu cevapları pek de umursamayan arkadaşı Tombiş, bu kez doğum günlerinin sadece rakamdan ibaret olmadığını, her tarihin içinde saklı öyküleri keşfediyor. Çocukları farklılıklar üzerine düşündüren "Tombiş Kitaplar", felsefe okumalarının da kapısını aralıyor. Dizi, hem renkli desenleriyle hem de yaratıcı okumalara davet eden öyküleriyle küçük okurlar kadar yetişkinlerin de ilgisini çekiyor.

Bir kuşun yumurtadan çıkmasına tanık olan Memo, kendi doğduğu günü merak eder. Annesinin, büyükannesinin, dedesinin, çevresindeki herkesin o güne ilişkin bambaşka anıları vardır! Acaba arkadaşı Tombiş ne hatırlamaktadır?..


Tombiş Kitaplar dizisi

1 Benim Bir Karışım
2 Bizim Tombiş Taştan Hiç Anlamıyor
3 Bizim Tombiş Fiyonk Makarnayı Çok Seviyor
4 Ben Ne Zaman Doğdum?




2 Ekim 2015 Cuma

Martı Yayınları'ndan yeniler!

Martı Yayınları'ndan üç yeni kitap var elimde, sizlerle tanıştırayım:



Kader Kitabı / Erika Swyler

Belki de bir daha asla bu kadar eski ve içinde beni fısıldayan bir kitaba dokunamayacağım...

Simon Watson, ailesinden kalma sahil evinde yaşayan bir kütüphanecidir. Annesi, o henüz yedi yaşındayken hayatını kaybetmiş, babası da annesinin ölümünden bir süre sonra ölmüştür. Kız kardeş Enola ise annesi gibi tarot okuyuculuğu yapmak için ağabeyini terk etmiştir.

Gelgelelim, genç adamın hayatı Martin adında yaşlı bir kütüphanecinin gönderdiği, elyazması eski bir kitapla değişir. İki yüz yıl önce gezici bir sirkin sahibi olan Peabody adlı bir adamın izlenimlerini barındıran bu kitabın içinde Simon'ın büyükannesinin ismi geçmektedir.

Simon kitapta yer alan isimlerin ve onların akıbetinin peşine düşerek ailesindeki kadınların aynı lanetli sonu paylaştığını fark eder. Kız kardeşinin de tehlikede olduğu korkusuna kapılan Simon, ailesinin kaderine işleyen bu laneti ortadan kaldırmanın yolunu bulabilecek midir?



Karanlıkta / Laura Kaye

İki Yabancı

Makenna James daha kötü bir gün geçiremeyeceğini düşünüyordur; ta ki zifiri karanlık bir yabancıyla mahsur kalana dek. İnce çizgili tayyörünün içinde salınan şık muhasebecinin telefonu çalınca dikkati dağılır ve asansördeki adamın gözüne çarpan tek şey, elinin üstündeki ejderha dövmesidir.

Dört Saat

Kızıl saçlı kadın telaşla asansöre binip çantasında telefonunu aramaya başlayınca Caden Grayson keyiflenir. Birden elektrik kesildiğindeyse bu keyif yerini paniğe bırakır. Pirsinglerine, dövmelerine ve korkunç görünümlü yarasına rağmen karanlıktan ve dar alanlardan çok korkmaktadır. Şimdiyse en kötü kabusunun içinde hapsolmuştur.

Zifiri Karanlık Bir Asansör

Şimd Makenna ve Caden'ın korkuyla baş edebilmek için birbirlerine yardım etmeleri gerekmektedir. Dış görünüşe dayalı önyargıları olmayınca ne kadar çok ortak noktaları olduğunu fark ederler. Ortamı ısıtan karanlıkta aralarındaki çekim giderek büyü ve havada kıvılcımlar uçuşmaya başlar. Peki ama ışıklar tekrar yandığında da aynı şekilde hissedecekler midir?



Benim Yolum / Aamir Khan

Aamir Khan'ın İnanılmaz Yolculuğu

Hayranları yeteneğini oynadığı filmlerden önce gözündeki ışıktan seziyor çünkü oyunculuğu da kendisi gibi samimi. "Gözleriyle oynayan adam" lakabını almasının bir sebebi var.
Ona sadece sevgi değil saygı da duyuyorlar çünkü ülkesinde yolsuzluk, eğitim sistemi, cinsiyetçilik, çocuk istismarıyla mücadele, insan hakları gibi meselelerde örnek bir aktivist. O, bir zamanların Hintli çocuk yıldızı, sinemanın içine doğmuş bir aileye mensup, oyunculuktan yönetmenliğe uzanan zirvenin sahibi.
Genç kalbinin gümbür gümbür atmasına sebep olan "çikolata oğlan"dan, Hint sinemasının dönüm noktası sayılan filmlere uzanan yolculuğuyla parlamış bir yıldız.
Çağdaş Hint sinemasının dönüm noktası sayılan filmlere uzanan yolculuğuyla parlamış bir yıldız.
Çağdaş Hint sineması ona çok şey borçlu. Filmografisindeki yirmi bir filmle kalıplaşmış algısına yenilikler kattığı Bollywood'un göz bebeği, Time'ın seçtiği en etkili 100 isimden biri.
Aamir Khan'ın zirveye yaptığı tutkulu ve olgun yolculuğun, hayata ve sinemaya duyduğu aşkın, Tanrı'ya ulaşma çabasının inanılmaz hikayesi...


"Eğer bir şeyleri değiştirmek istiyorsak, hepimizin içine dürüst bir şekilde bakması, yanlış bulduğu şeyleri düzeltmek için çalışması gerek. O zaman toplum genelinde büyük bir değişim yaşanır."                                            

Aamir Khan


"Mezuniyete inanmıyorum. Bu işte gerçekten iyi olmak istiyorsanız, onu öğrenmelisiniz. Ben de bunu yaptım. Büyük bir karardı."

Aamir Khan





17 Eylül 2015 Perşembe

Sana Söyleyemediğim Her Şey

Martı Yayınları'ndan oldukça ilgi çekici bir kitap çıktı:



Sana Söyleyemediğim Her Şey

Yazan: Celeste Ng


Lydia öldü. Ama henüz kimse bilmiyor...

Böyle başlıyor bu hikaye. Lydia'nın kahvaltıya inmediği o mayıs sabahında. Lee ailesi; pişmanlıkları ve kırgınlıkları, ihanetleri ve güvensizlikleri, söyledikleri ve söylemedikleriyle mutfak masasında beklerken. Sonrası, adına mutluluk dediğimiz denge oyunu ve bizi bir arada tutan sırlar üzerine başka bir hikaye...

Yayınlandığı günden bu yana, okurların ve eleştirmenlerin övgüyle karşıladığı Sana Söyleyemediğim Her Şey, her sayfası küçük sürprizlerle dolu, etkileyici, özel bir roman.

16 Eylül 2015 Çarşamba

Mavibulut'tan Yeni Kitap

Mavibulut Yayınları'nın Bat Pat serisini duymuşsunuzdur.
Serinin 6. kitabı çıkmış haberiniz ola!


Bat Pat Dansçı Vampir

Yazan: Roberto Pavanello


Bat Pat minik bir yarasa. Sık sık başını belaya sokuyor ve kendini tehlikeli maceraların içinde buluyor. Neyse ki Rebecca, Martin ve Leo var...

"Terk edilmiş Gölge Köşkü'nde garip şeyler olmaya başladı. Geceleri pencerelerde gölgeler görünüyor ve hep aynı saatte garip bir müzik başlıyor. Ben ve arkadaşlarım bu konuyu araştırmaya karar verdik. Tabii başımıza neler geleceğini bilemezdik..."




15 Eylül 2015 Salı

Can Çocuk'tan yeniler

Can Çocuk Yayınları'ndan yeniler!


Bayan Kaz Bale Yapıyor
Lucia Salemi

Gösteri başlıyor, hazır mısınız?

İşte karşınızda inanılmaz numaralarıyla Sihirbaz Keçi Çeti, Halterci Fare Beo, Boncuk Kedi, Hokkabaz Maymun Şebşeb, Domuzcuk Kardeşler ve tabii ki bir de Balerin Bayan Kaz...Gösteri başlıyor, hazır mısınız? İtalyan yazar Lucia Salemi'nin hem yazıp hem resimlediği Bayan Kaz Bale Yapıyor özgüven, kendini tanıma, algılama, merak temalarını yeni okumaya başlayanlar için eğlenceli bir öyküyle buluşturuyor. Kitap 5 yaş ve üstü tüm çocuklar için Can Çocuk raflarında!


Bayan Kaz'ı hatırladınız mı? Bayan Kaz ve Çikolatalı Pasta adlı bir önceki kitapta pastasının çalınmasına çok kızmıştı hani...Neyse ki çikolatalı ayak izleri ona yardımcı oldu ve aradığını buldu. Eh Bayan Kaz'ın derdi biter mi? Hayır tabii! Bu defa da başına gelmedik kalmıyor...Niye mi? Çünkü Kaz Gölü Balesi'nde sahneye çıkacak ve yeterince "zarif"  olabilmek için çok iyi hazırlanması lazım. Tütüsü ve pembe ayakkabılarıyla tiyatroya gittiğinde kalabalık izleyici grubu heyecanını daha da arttırıyor. Üstelik gösteriye katılanların hepsi çok başarılı. Sıra ona geldiğinde ise olanlar oluyor...Bayan Kaz, "Yılın En Komik Sanatçısı" ödülünü nasıl alıyor dersiniz?


İtalyan yazar Lucia Salemi, Bayan Kaz Bale Yapıyor'da özgüven, kendini tanıma, algılama, merak temalarını yeni okumaya başlayanlar için eğlenceli bir öyküyle ele alıyor.


Çocukların okuma becerisini geliştirmek, onlara okumayı sevdirmek için özel olarak hazırlanan "İlk Okuma Kitapları" dizisi, Bayan Kaz Bale Yapıyor ile yirmiyi aşkın kitaba ulaştı. Çiçeği burnunda okurlar bu kitaplarla okumanın tadına varacak.


"Bana Kaz tiyatroya vardığında her şey hazırdı ve gösteri başlamak üzereydi. Perdenin arkasından sezdirmeden bakınca biraz korktu. Ne kadar çok seyirci vardı! Derken müzik başladı, ışıklar söndü ve perde açıldı!"



Lucia Salemi:
1968 yılında İtalya'da doğdu. Babasının izinden giderek başladığı çocuk kitapları yazıp resimleme serüveni on dört yıldır sürüyor; serbest yazar ve illüstratör olarak çalışmaya devam ediyor. Bayan Kaz ve Çikolatalı Pasta ile Boşboğaz Fred adlı kitapları Can Çocuk Yayınları'ndan çıktı.







Miks, Maks ve Meks'in Öyküsü
Luis Sepulveda

Martıya Uçmayı Öğreten Kedi'nin yazarı Luis Sepulveda'dan yine sevgi ve dostluk üzerine sıcacık bir öykü...

Usta yazar Luis Sepulveda'nın çocuk edebiyatına armağan ettiği Martıya Uçmayı Öğreten Kedi, kısa süre 12 dile çevrilip dünyada bir milyon okura ulaşmış, çocuk klasikleri arasına girmişti. Yazarın yeni kitabı Miksi Maks ve Meks'in Öyküsü şimdi raflarda!


Küçük bir çocuk olan Maks ile kedi Miks'in yolları bir kestane ağacının dallarında kesişir, bir daha da birbirlerinden ayrılmazlar. Bir gün, Miks'in gözleri görmez olur ve artık zamanının tümünü evde geçirmeye başlar. Yalnız olduğu bir gün kapısı çalınır ve her şey değişir. Miks, beklenmedik küçük misafirine bir isim vererek onun hayattaki en büyük dileğini gerçekleştirir. Küçük misafiri de gözlerini Miks'e ödünç verir ve Miks artık dünyayı küçümen arkadaşının gözleriyle görmeye başlar. Bu sıra dışı dostluk ikisini de çok mutlu eder, çünkü çok iyi biliyorlardır ki, "Gerçek arkadaşlar sahip oldukları en güzel şeyleri paylaşırlar."


Bir insan, bir kedi ve bir fare arasındaki inanılmaz sevgi ve dostluğu, alabildiğine sıcak bir dille anlatan, oğlu Maks ile kedisi Miks'ten esinlenerek aynı adlı karakterlerle kaleme aldığı Sepulveda'nın bu kitabını çocuklar kadar büyükler de keyifle okuyacak.


Katıldığı politik etkinliklerden dolayı genç yaşında ülkesini terk etmek zorunda kalan ve o günden bu yana dünyanın hemen her yerini dolaşmış Şilili yazar Luis Sepulveda, esmer oluşundan dolayı "El Turko" diye anılıyor ve bu şekilde bir dünya vatandaşı olmaktan memnun. Greenpeace üyesi. Unesco'nun kimi çalışmalarında görev almış. Çocuk edebiyatına kazandırdığı eserlerde çevre kirliliği, ekolojik sorunlar, farklılıklara saygı gibi temaları konu ediniyor.


Luis Sepulveda'nın yetişkinler için Can Yayınları'ndan çıkan ve Türkçeye çevrilen dört romanı var: Aşk Romanları Okuyan İhtiyar, Patagonya Ekspresi, Dünyanın Sonundaki Dünya, Boğa Güreşçisinin Adı.


12 Eylül 2015 Cumartesi

Günışığı Kitaplığı ve ON8 Kitap'tan Yeniler

Yeni kitaplara devam!
Kaçırmamak gerek!

Günışığı Kitaplığı'nın Köprü Kitaplar serisine bir yenisi eklenmiş:

Elde Var Hikaye 





















Yazan: Tarık Dursun K.
Editör: Semih Gümüş
Yayına Hazırlayan: Müren Beykan

Ustanın ardından minnetle:
Elde Var Hikaye

"2010 Mehmet Fuat Yayıncılık Ödülü'yle taçlanan "Köprü Kitaplar" koleksiyonunun 19.kitabı, Tarık Dursun K. nın özenle seçilen öykülerinden derlendi. Heyecanla beklediği kitabının hazırlıkları sürerken aramızdan ayrılan usta yazar, hikayelerini gençlere miras bıraktı. 1950'lerin en verimli yazarlarından sayılan Tarık Dursun K.'nın kitapta yer alan 13 öyküsü sokağı, gençleri, işçiyi ve hayatı naif ayrıntılarıyla anlatıyor. 'Köprü Kitaplar'ın editörü Semih Gümüş, gerçekçi diyalogları ve yalın üslubuyla bir dönemi kayda geçen ödüllü yazarın edebiyatımızdaki yerini, 'Sait Faik'e yakın, Orhan Kemal ve Sabahattin Ali'nin yanı başında,' diye tanımlıyor. Müren Beykan'ın yayına hazırladığı kitap, Tarık Dursun K.'yı hatırlamak ya da tanımak isteyenler için benzersiz bir edebi yolculuk şansı."

Fotoğraf çektirirken yerinde duramayan çocuğun gülüşü, ağaya kafa tutan adamın isyanına karışıyor. Karda kayan çocukların neşe çığlıkları, ayakkabı diken ustanın kederiyle yarışıyor: Kırlar, Kırlar, Ey Kırlar'; İda; Tutanak; Çocuklar İçin Bir Öğretmen; Biz İnsanız; Öpüşsüz Bir Güvercin Aşkı; Bahriyeli Çocuk; Kerem ile Aslı; Ve Büyükanne Aşk Yokken Ölür; Hatırla Ey Peri!; Geriye Dönüş'lü Hikaye; Babam ve Ben; Elim Elim İbrişim, Elde Var Bir Kuşum.



"Tarık Dursun K., her türde başarılı ürünler vermişti. Tarık'ın Türkçesinin kıvraklığı okuru daha ilk satırda kendine çeker."  Doğan Hızlan

"Çok değerli bir öykücü... Türkçeyi en iyi kullanan yazarlarımızdan biridir."  Selim İleri

"Tarık Dursun K., güzel öyküler yazdın bıraktın; gittin."  Murathan Mungan


Tarık Dursun K., 1931 yılında İzmir'de doğdu, ortaokulu dışarıdan bitirdi. Senaryo, çocuk kitabı, öykü, roman, şiir, deneme gibi farklı türlerdeki ürünleriyle 1950'lerin en verimli kalemlerinden sayılan yazarın İnsan Kurdu ve Kurşun Ata Ata Biter adlı romanları sinemaya aktarıldı. "Yabanın Adamları" ile 1967 Sait Faik Hikaye Armağanı'nı; Kurşun Ata Ata Biter ile 1984 Orhan Kemal Roman Armağanı'nı; "Ona Sevdiğini Söyle" ile 1958 Sait Faik Hikaye Armağanı'nı; Ağaçlar Gibi Ayakta ile 1990 Yunus Nadi Roman Armağanı'nı, Hepsi Hikaye ile de 2006 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü kazandı. 2014'te Altın Portakal Yaşam Boyu Onur Ödülü'ne değer görüldü. Hoşça Kal Küçük (1978), Otobüsüm Kalkıyor (1990) ve Benim Dedem Bir Tane (1998) adlı çocuk romanları da bulunan yazar, heyecanla beklediği Elde Var Hikaye kitabının baskı hazırlıkları sürerken, 11 Ağustos 2015'te aramızdan ayrıldı.



İnsan Kendine De İyi Gelir


Yazan: Ahmet Büke

Ahmet Büke'nin "Sosyal Ayrıntılar Ansiklopedisi" çıktı!

"Hakikatin Z. Hali'ni anlatan öyküler!

Gece, Hatçam Teyze'yi eve bırakırken omuzuma dokundu.
"Evlatçım, mesarif dediydim ama benim param buğdaylara yetti," dedi.
"Biliyorum Hatçam Teyze," dedim. "Canın sağ olsun." 

Ertesi sabah yine gün doğmadan uyandım. Yan komşu Türkan Şoray'lı bir film açmış, sesleri bana kadar geliyor. Şöyle dizlerimi yokladım. Her zamanki ağrı gitmiş gibi geldi bana.

"Acaba cemre dizlerime de düşmüş müdür?" dedim.
İşte insan böyledir. Bile bile aldanmayı bilir.
Ama insan kendine de iyi gelir...

Ana babasız, aile büyükleriyle kalmış bir çocuk... Mahallenin Arap Hatçam Teyze, Bakkal Nihat, Berber Kazım gibi hayli garip, pek müstesna karakterleri...Toplumsal tarihimizin acı tatlı anılarına takılan bir kişisel tarihin izinde öykü öykü saat kaç!..

Çağdaş edebiyatımızın öykü anlatıcısı Ahmet Büke, ON8 Blog'daki "Sosyal Ayrıntılar Ansiklopedisi"nde bir yıl boyunca her hafta öykü yazdı. Karakterlerin öyküden öyküye atladığı bir seçki, yeni öykülerle bir araya geldi. Ödüllü öykücü Ahmet Büke, Mevzumuz Derin'in ardından ON8'deki ikinci kitabı İnsan Kendine De İyi Gelir'de, yatay zamanların derinlikli ayrıntılarıyla hem acıtıyor, hem de kırılgan ruhlara şifa oluyor.













11 Eylül 2015 Cuma

Yeni Kitap


Çocuk kitapları konu olunca benim için ön sıralarda yer alan yayınevlerinden Final Kültür Sanat Yayınları'nın yeni kitabı çıktı.



Amcam ve Ben
Restoran Macerası
Yazan: Genç Osman Yavaş
Resimleyen: Nalan Alaca


"Yine o güzel günlerden biriydi. Amcam beni bizimkilerden almaya gelmiş, gezmeye götürmüştü. Bu gezilerin en güzel yanı, başka kimselere anlatmadığı arkadaşı Zebra'yla olan maceralarını anlatmasıydı. Yok, yok, doğru duydunuz. Zebra dedim..."

Birbirinden komik maceralara atılan "hafif çatlak" amca ve arkadaşı Zebra'nın yolu bu kez bir restorana düşüyor; hem de en pahalısından, çok şık bir restorana!




29 Ağustos 2015 Cumartesi

Şeftali Kokan Bir Yaz / Jodi Lynn Anderson

Novella Yayınları'ndan şeftali kokulu, tam yaz mevsimine uygun bir kitap!



Şeftali Kokan Bir Yaz / Jodi Lynn Anderson

"Tam bir baş belası olan Murphy
İçine kapanık, masum Birdie
ve sosyetik güzel Leeda...


Birbirlerinden her anlamda farklı olan Murphy, Birdie ve Leeda'nın hayatları hiç beklemedikleri bir şekilde bir yaz Darlington Şeftali Bahçesi'nde kesişir. İlk başlarda her ne kadar üçü de birbirinden uzak durmaya çalışıp birbirlerine karşı soğuk da olsa zamanla aralarında hiç kimsenin ya da hiçbir şeyin kolay kolay koparamayacağı bir bağ oluşur. Acaba bu bağ, üç genç kadının hayatındaki sorunların çözülmesinde etkili olacak mı, dahası içlerinde hissettikleri boşluğu doldurmaya bu bağın gücü yetecek mi?


Bu yaz diğer yazlardan çok farklı olacak!


Şeftali Kokulu Bir Yaz, 'arkadaşlar güzeldir' sözünün altının çizildiği, bütün farklara rağmen insanın birbirine tutunmasının değerini gösteren sıcacık ve samimi bir öykü."

28 Ağustos 2015 Cuma

Agapi Yayınları'ndan iki kitap

Agapi Yayınları yepyeni bir yayınevi. Bakalım nasıl kitapları var?

İki tanesi elimde:



Çıkmaz Sokak / Gülsüm Yüksel

" Çünkü sana geç kalmak istemiyorum.

İlk aşkım dediğim insandan duyacaktım bu cümleyi. Tabii doğru zamanda ve doğru yerde duyup duymadığım tartışılır. Her neyse, artık bunu dert etmiyorum zaten.

Ben Eslin. Söylemeyi en çok sevdiğim şekli ile; Eslin Yılmaz. Şu klasik, hayata 1-0 yenik başlayanlardanım. Ama sadece başlangıcı öyle. Sakar, kararsız, kimsesiz ve yalnızım. Daha doğrusu yalnızdım. Şimdi mi?

Şimdi her şey değişti. Bana geç kalmak istemeyen bir ilk aşkım, çıkmaz sokak olduğumu düşünen bir son aşkım var. Bana tamamlanmanın, bir bütün olmanın ne demek olduğunu öğreten arkadaşlarım, yani kocaman bir ailem. Uluç, hatta Hulusi var... Değişmeyen tek şey ise sakarlığım...


Söylediğim gibi şimdi her şey değişti.

Artık acılarımın kahkaha almış halini yaşıyorum."






Gecenin Sonu / Lauren Blakely

"Kendini benim kontrolüme bırak.

Dünyaları seks, aşk ve yalanlarla doluydu. Onu baştan çıkarıyordu. Aklını ve bedenini tamamıyla ele geçirmişti. Ruhu da sözcükleri kadar seksiydi. Clay Nicholas, Julia Bell'in isteyebileceği her şeye sahipti, ama aynı zamanda da sahip olamayacağı tek şeydi. Bir gece hayatına girmiş ve ona hiç bilmediği bir zevkin ve aşkın kapılarını açmıştı. Bedenini ve düşüncelerini ele geçirmişti. İşte bu da onu çok tehlikeli kılıyordu. Julia, onunla geçirdiği, aklını başından alan bir haftanın ardından  ondan apar topar kaçmıştı, ama şimdi Clay, ona sahip olmaya kararlı bir tavırla karşısında duruyordu.
Bedeli her ne olursa olsun...
Julia, ondan uyuşturucu etkisi yaratıyordu. Ateşli, unutulmaz ve asla tadına doyulmayan. Julia, onun için tam bir gizemdi ve Clay mücadele etmeden onun gitmesine izin vermek niyetinde değildi. Ama Julia'nın mutlu olabileceğine dair en ufak ihtimali dahi yerle bir etmekle tehdit eden karanlık sırları vardı. O aranan bir kadındı -riskli, tehlikeli- ama yine de aralarındaki çekim inkar edilemezdi. Aşkta daha önce hüsrana uğramış iki insanın tutkuları ve özlemleri, tehlikeyle buluştuğunda, yeniden güvenmeyi başarabilirler miydi?"








21 Ağustos 2015 Cuma

Çıtır Çıtır Felsefe - Makineler ve İnsanlar

Günışığı Kitaplığı'nın Çıtır Çıtır Felsefe serisi devam ediyor. Yeni kitap Makineler ve İnsanlar.



Çıtır Çıtır Felsefe
Makineler ve İnsanlar
Brigitte Labbé

Danışman: P. - F. Dupont-Beurier  Resimleyen: Jacques Azam
Türkçe Yayın Editörü: Müren Beykan  Türkçesi: Azada Aslan

Milyonların okuduğu Çıtır Çıtır Felsefe serisi 28. kitabına ulaştı!

Kontrol kimde? Makinelerde mi insanda mı?

Çocukları erken yaşta felsefeyle tanıştıran ve tüm dünyada her yaştan okurun beğenisini kazanan "Çıtır Çıtır Felsefe" dizisinin yaratıcısı Brigitte Labbé, Türkçeleşen 28. kitabında insan-doğa-teknoloji arasındaki etkileşimi tartışmaya açıyor. Makinelerin insan yaşamındaki etkisini yargıya varmadan, örnekler ve sorular eşliğinde irdeleyen kitap, çift yönlü bir bakış açısı sunuyor. Bir yandan makinelerin yaşamımızdaki önemini ve insanı özgürleştirdiğini açıklarken, diğer yandan onu nasıl tutsak kılabildiğini, üstelik doğayı da tahrip edebileceğini hatırlatıyor. Minik filozofları çoklu düşünmeye davet eden renkli kitap, Jacques Azam'ın karikatür tadında desenleriyle boyutlanıyor.Her yaştan okuru, sorular sormayı ve düşünmeyi gündelik yaşamın bir pratiği haline getirmeye özendiren, eğitimcileri ve ebeveynlerin ilk okuma önerileri arasındaki dizi, yeni kitaplarıyla zenginleşiyor.

İnsan arabayı icat ettiğinde, akciğerlerimizi ve şehirlerimizi boğan hava kirliliğine de neden oldu. Nükleer enerjiyi keşfettiğinde, yüz binlerce insan için elektrik üretmeyi başardı, ama binlerce canlının zarar gördüğü felaketleri de yarattı. İnsanın teknik gücü çok arttı. Ancak insan, tarihinde olmadığı kadar fazla, gökyüzünden ve yeryüzünden, denizlerden, nehirlerden, havadan, hayvanlardan, ağaçlardan ve çiçeklerden de sorumlu artık.



20 Ağustos 2015 Perşembe

Cesur Yanınızı Kucaklayın / Bréne Brown (Martı Yayınları)

Martı Yayınları'ndan Haziran ayında çıkmış çok güzel bir kitap:



Cesur Yanınızı Kucaklayın / Bréne Brown

"İnsan, bağlantı kurmaya donanımlı olarak dünyaya gelmiş olsa da; soyutlanmış hissetmenin acısıyla, maskelerin yüküyle, utanç anılarının sarsıntısıyla, dışlanma korkusuyla, başarısızlığın ruhsal çöküntüsüyle ve incinebilirlikten kaçma telaşıyla yaşıyor.

Cesur Yanınızı Kucaklayın, içten bir hayat yaşamak için incinebilirliğinizi kabullenmenin, hikayenizle barışmanın, duygusal risk almanın, ortaya çıkma cesareti gösterip var olmanın dönüştürücü ve iyileştirici gücüne dikkat çekiyor.

Konferans videoları 20 milyon kişi tarafından izlenen, incinebilirlik ve utanç araştırmacısı, Houston Üniversitesi profesörü Bréne Brown; on iki yıllık çalışmasını ve kendi incinebilirlik hikayesinden öğrendiklerini tüm samimiyetiyle paylaşıyor. Ve diyor ki; 'Büyük cesaret göstermenin sonucu genellikle bir zafer yürüyüşü değil, savaş yorgunluğuyla karışık sakin bir özgürlük hissidir.

Cesur Yanınızı Kucaklayın kendinize, dünyaya, ilişkilerinize ve geleceğinize bakışınızı değiştirecek ufuk açıcı bir kitap."

19 Ağustos 2015 Çarşamba

Petekgözlü Adam / Wu Ming-Yi

Kahve Yayınları'ndan ilginizi çekeceğini düşündüğüm bir kitap geldi:



Petekgözlü Adam

Yazarı: Wu Ming-Yi

"Ölmeye karar vermiş, ölmek için bütün hazırlıklarını tamamlamış bir kadın; okyanusun uçsuz bucaksızlığında tek başına yaşayan hayali bir adadan gelen bir delikanlı. Tsunami, dünyadaki bütün insanların attığı çöplerden oluşan muazzam bir Çöp Girdabı'nı Tayvan kıyılarına çarptığında ikisinin yolları beklenmedik biçimde kesişiyor, onlarınkiyle birlikte çevrelerindeki insanların hayatları katman katman açılarak gözlerimizin önüne seriliyor. Sadece bu hayatlara değil, Tayvan'a da yakından bakıyor, oradan çevreci harekete ve dünyayı nasıl hızla, geri dönülemez biçimde tüketip mahvettiğimize uzanıyoruz.

Şafakla birlikte ispermeçet balinasına dönüşen ada ruhları, tırmanılacak dağ yolları, kentsel dönüşüm, Aborjin halkları, akdarı şarabı, Orman kilisesi, efsaneler, masallar, böcekleri seven kayıp çocuk, şarkılar, hepsinin içinden kuyruğu havada gururla geçen siyah-beyaz kedi ve Petekgözlü Adam.

'İnsanlar yaşamak için başka organizmaların hafızalarına güvenmek zorunda olduklarını fark etmiyorlar. Çiçeklerin yalnızca göz zevkinizi okşamak için rengarenk açtığını varsayıyorsunuz. Yaban domuzunun yalnızca sofranıza et sağlamak için varolduğunu. Balığın, yemi sırf sizin hatırınız için kaptığını. Uçuruma düşen bir taşın hiç önemi olmadığını. Dereden su içmek için başını eğmiş bir sambar geyiğinin hiçbir şeyi açığa vurmadığını...Halbuki aslında herhangi bir organizmanın en ufak bir hareketi bile ekosistemde değişiklik demektir.' Petekgözlü adam derin derin içini çekip 'Ama bundan farklı olsaydınız, insan olmazdınız' diyor.

Ursula K.LeGuin
Bu roman gibisini hiç okumadık. Hem de hiç. Güney Amerika büyülü gerçekçiliği verdi bize, Tayvan ne veriyor? Yeni gerçekliğimizi ifade etmenin yeni bir yolunu, güzel, eğlenceli, ürkütücü, inanılmaz bir yolunu. Wung Ming-Yi insanın kırılganlığıyla dünyanın kırılganlığına korkusuz bir şefkatle yaklaşıyor."


18 Ağustos 2015 Salı

Final Kültür Sanat'tan Yeniler

Aslında Temmuz ayında çıktı kitaplar ama ben koşturmaktan ancak fırsat bulabildim sizlerle paylaşmaya.

Final Kültür Sanat Yayınları'nın nefis kitaplarına iki yeni kitap daha eklendi:



Damdaki Kedi / Grazia Ciavatta

"Hiç tanımadığı bir yerde kaybolup yapayalnız kalan Kedicik telaşla bir çatıya sığınır. fakat yükseklik korkusu nedeniyle bir daha aşağı inemez ve bu garip yerde kapana kısılır. Onun yardım isteyen miyavlamalarını işiten iyi yürekli Martina ise evinin balkonundan ona yemek vermeye başlar ve böylece uzaktan da olsa sıcak bir arkadaşlık ilişkisi gelişir. Şimdi Kedicik'in korkularıyla yüzleşmesi ve özgürlüğe doğru br adım atması gerekmektedir..."



Neredesin Janinka? / David Cirici

"Bu kitap, insanların başlattığı korkunç bir savaşın ortasında altüst olan hayatını yeniden kurtarmak için yılmadan mücadele eden Yosun adında sevimli ve akıllı bir köpeği öyküsüdür...

Nedenini hiçbir zaman anlayamadığı, adına "savaş" denen bu felaket sırasında Yosun'un yaşadığı eve bir bomba düşer ve böylece hem evini, hem de çok sevdiği sahipleri Janinka ile Mirek'i kaybeder.

Hayatta kalmak için artık her gününü mücadeleyle geçirmeye başlayan Yosun, şehirdeki türlü kokular arasında sahibi Janinka'nın kokusunu aramaktan bir an olsun vazgeçmez. Ta ki bir gün...

Engeller karşısında asla pes etmeyen bu cesur köpeğin öyküsü sadece genç okurlara değil, yetişkinlere de esin verecek."




Yaz tatili için okunacak çok güzel iki kitap. Bence kaçırmayın...





17 Ağustos 2015 Pazartesi

Müze / Susan Verde (Günışığı Kitaplığı)

Uzun zaman oldu yazamadım.
Artık eskisi kadar yazmak gelmiyor içimden, neden bilmem...
Ne zamandır kitap da okuyamadım, yüksek lisansa heves ettik bakalım, becerebilirsem...
Ama yeni çıkan kitapları takip ediyorum tabii.
Günışığı Kitaplığı'ndan yine çok güzel bir kitap çıkmış 3-8 yaş grubu için.


Müze 
Yazan: Susan Verde
Resimleyen: Peter H. Reynolds
Türkçesi: Müren Beykan

Sanat dokununca yaşam renklenir!

Sanat müzelerine bakışımızı tazeleyen, müzelere ilişkin durağan ve "eski" algımızı çocuksu bir coşkuyla bozan enerji dolu bir kitap!
Amerikalı yazar Susan Verde ile çok ödüllü, ünlü illüstratör Peter H. Reynolds'un birlikte yarattıkları eser, hem küçükleri hem büyükleri etkileyecek nitelikte. Okuru bir sanat müzesinin kapısından içeriye, sınırsız bir hayaller dünyasına davet eden kitap, Van Gogh, Picasso, Rodin gibi ünlü sanatçıların eserlerini örnekleyerek, eğlenceli ve düşündürücü müze yolculukları öneriyor. Sayfalarındaki canlılığı kapağının dışına taşırmayı başarıyor; dünyaca ünlü sanat eserlerinin önünde bambaşka duygulara kapılan, hayallere dalan bir kız çocuğu eşliğinde yaşamın bin bir halini anımsatıyor. İllüstrasyonları ve şiirsel anlatımıyla çocukların yaratıcılıklarını tetikleyen bu özgün yapıt, her yaştan kitapsevere özgürlüğü fısıldıyor; sanatın ruh ve beden üzerindeki etkisini hissettiriyor.

Müzede zaman geçirmekten zevk alan biri var. Bir tablo onda dans etme arzusu uyandırıyor, başka bir tablo iştahını kabartıyor. Renkler, şekiller, eğriler büğrüler...insanı şaşkına çeviriyor, ama zaman çok eğlenceli geçiyor...

"Sanatı bir nesne olarak anlamaktan çok, onu deneyimlemek için cazip bir yol."  Publishers Weekly

"Kitabın metnindeki ritm sanatın ateşlediği heyecanı yansıtıyor."  Booklist

"Müzede kahkaha atmanın, poz vermenin, meraklı sorular sormanın aslında ne kadar ne kadar doğal olduğunu hem çocuklara hem de yetişkinlere hatırlatan bir kitap."  School Library Journal


New York'ta doğan Susan Verde, Hamptons'a taşınıp Eğitim Fakültesi'nde eğitim gördü. Bir süre ortaokullarda öğretmenlik yaptı. İllüstratör Peter H. Reynolds ile bir yazarlık konferansında tanışan Verde, onunla Müze'yi paylaştı ve ikilinin ilk yapıtları böyle doğdu. İkilinin 2015 yılının sonunda yayınlanacak kitabı Ben Yogayım ( I Am Yoga); 2016 için müjdelenen kitapları ise The Water Princess ( Su Prensesi). Yazar, kütüphanelerde ve okullarda çocuklarla bir araya geliyor. East Hampton'da iki oğlu ve kızıyla yaşamını sürdüren yazar, çocuklara yoga öğretiyor.


Peter H. Reynolds, Massachusets Sanat Okulu'nda eğitim gördü. Okul yaşamı boyunca birçok ödüle değer görülen illüstratör, eğitiminin ardından çocuk kitapları yazmaya ve resimlemeye başladı. Kendi yazıp resimlediği kitaplardan bazıları; So Few Of Me (Benim Birazım, 2006), My Very Big Little World (Benim Koca Küçük Dünyam, 2006), The North Star (Kuzey Yıldızı, 2009). Türkçe'de de okurla buluşan The Dot (Nokta, 2003) eseri ise bol ödüllü çalışmalarından biri. Birçok farklı yazarla ödüllü projelere imza atan illüstratör, yaşamını Massachusetts'te sürdürüyor.


9 Temmuz 2015 Perşembe

Gelsin yeniler!

ON8 Kitap ve Günışığı'ndan yeni kitaplar var!


Ayın İki Yüzü 

Manuela Salvi

Türkçesi: Nilüfer Uğur Dalay

Biri olmadığında, diğerinin anlamı kalmıyordu...

Hepimizin aşkın ağına düşmemiz, aşık olmaya bu denli ihtiyaç duymamız ya da sevdiğimizi sandığımız kişiye bir şeyler vermeyi beceremememiz, sence de garip değil mi?

"Aşık olma"nın ne demek olduğunu bilmiyor olmama karşın hem de. Bunun, bu mide bulandıran tahammülsüzlükle, karışık duygularla, doyurulamaz arzularla bir ilintisi yoktur diye umuyorum. Yüce dağların tepelerinde dolaşmaktan hiç hoşlanmıyorum. Önce göklere dokun, sonra en aşağı, cehennemin dibine kadar in. Buruk bir tadı var, mutluluğa hiç benzemiyor.

Aralarındaki mesafe ne kadar kısalırsa kısalsın, ikisi de ayın iki farklı yüzünde yaşıyorlardı. Bianca ve Manuel. Biri aydınlıkta, diğeri karanlıkta. Birinin yakınlaşması, diğerinin ziyanı demekti. Ama biri olmadığında, diğerinin de anlamı kalmıyordu. Karşılıklı besledikleri bu aşkın bir yarını olabilir miydi? Tutkuyla arzuladıkları yarınlar, neyin ve kimlerin uğruna yaşanacaktı?..

Ailevi sorunlar, geçmişin travmaları, hayallerle gerçeklerin amansız savaşı, iki genci de öngörmedikleri bir cenderenin içine itmişti. Şiddetin ve adaletsizliğin farklı cümleler kurduğu hayatlarında, yalnızca resim ve müzik ikisine de aynı şeyleri söyler, tutkularını ortak bir dilde doğrular, çıkmazların ötesini görmelerini sağlar gibiydi. Yine de yarınları belirsiz, bugünleriyse son derece tekinsizdi... İtalya'nın genç kalemi Manuela Salvi, suç dünyasında iki gencin masumiyetini ve aşkın yaşanabilirliğini sorguluyor.

1975'de İtalya'da doğan Manuela Salvi, okul yaşamını her zaman sıkıcı diye tanımlasa da, grafik ve görsel iletişim alanında İtalya'nın en prestijli üniversitelerinden sayılan ISIA'dan (Yükses Sanat Enstitü) mezun oldu. Yazarlık denemelerine küçük yaşta başlamış, Viktorya Dönemi kızlarının öyküleriyle özellikle ilgilenmişti. Üniversiteden sonra iş bulmak için gittiği Londra'da, J.K. Rowling'in başarısından etkilenip, yazar olmaya karar verdi. Roehampton Üniversitesi Çocuk Edebiyatı Bölümü'nde yüksek lisans yaptı. Tezini, çocuk edebiyatında cinsellik ve ve sansür üzerine hazırladı. Farklı yaşlar için, farklı türlerde yirmiye yakın kitap yazdı. Türkçe'de yayımlanan ilk romanı Ayın İki Yüzü'nü (E sara bello morire insieme, 2010), Picabo Swayne. Le storie della camera oscura (Picabo Swayne. Karanlık Oda Öyküleri, 2011) ve Nemmeno un bacio prima di andare a letto (Ne de Bir İyi Geceler Öpücüğü, 2011) adlı iki roman izledi. 2012'de ICWA'yı (İtalyan Çocuk Kitabı Yazarları Derneği) kuran, kitapları pek çok dile çevrilen Salvi, çevirmenlik ve metin yazarlığı da yapıyor.



Gizemli Anahtar


Andrew Clements

Türkçe yayın editörü: Müren Beykan
Türkçesi: Mine Kazmaoğlu

Dünya çocuk edebiyatının en çok okunan yazarlarından Andrew Clements'in altıncı kitabı Türkçe'de!

Okul koridorları, görünenin ardındakini keşfe çağırıyor!

Bunun Adı Findel, Karne Oyunu, Konuşmak Yok!, Tek Mi? Çift Mi? ve Sıradan Bir Çocuk romanlarıyla ülkemizde de sevilen çok ödüllü yazar Andrew Celements'in altıncı kitabı Türkçe'de! Okul öyküleriyle tanınan yazar, bu kez ön yargılar ve aile içi iletişim üzerine düşündürüyor. Okulunun bina görevlisi olan babasıyla aynı ortamda bulunmaktan utanç duyan bir çocuğun duygu ve düşünce dünyasını etkileyici bir kurguyla aktarıyor. Yazar, bir yandan okul kurumunun olumlu davranışa yöneltme yöntemlerini vurguluyor; diğer yandan da mesleklerin saygınlığı konusundaki ön yargılarımıza ayna tutuyor. Merak uyandırıcı olay örgüsü ve hız kesmeyen temposuyla dikkat çeken roman, görünenin ardındakini keşfetmeye, çevremizdekileri sosyal konumları yerine insani nitelikleriyle değerlendirmeye davet ediyor.

Jack, yeni okul binasına taşınmaktan hiç memnun değildir. Çünkü bina görevlisi babasıyla aynı yerde olmayı utanç verici bulur. Okulda çılgınca bir pislik yaratmayı başarırsa, temizliğe koşacak babasından hıncını alabileceğini düşünür. Ama işler hiç de umduğu gibi gitmez. Üstelik, beklenmedik sırların kapısını araladığının da epeyce geç farkına varır...

Andrew Clements, 1949'da ABD'nin New Jersey eyaletinde doğdu. Northwestern Üniversitesi'nde edebiyat eğitimi aldı. National Louis Üniversitesi'nde eğitim üzerine yüksek lisans yaptı. İlk çocuk romanı, 1996'da yayımlanan Bunun Adı Findel'le müthiş bir satış başarısı yakaladı. Amerika'nın hemen  her köşesinde pek çok ödül kazandı. Günışığı Kitaplığı tarafından Türkçeleştirilen kitapları Bunun Adı Findel (2007), Karne Oyunu (2008), Konuşmak Yok! (2010), Tek Mi? Çift Mi? (2011), Sıradan Bir Çocuk (2013), Gizemli Anahtar (2015). Ellinin üzerinde kitabı bulunan yazar, eşiyle birlikte Massachusetts'ta yaşıyor; dört oğlu var.





3 Temmuz 2015 Cuma

Yokluğun Yalnızlığım ve Gölgen / Emin Abdi Tüzer

Yeni çıkan değil ama okunmaya değer, gencecik bir insanın yazdığı kitap...


Yokluğun, Yalnızlığım ve Gölgen

Emin Abdi Tüzer

Gece Kitaplığı

"Bu kitap, serin yaz gecelerinde yıldızlara bakıp hayal kuranların, hala bir işaret bekleyenlerin kitabıdır. Hayatın bir takım sıkıntılarının irdelendiği bu kitap; başta tek bir kişi için yazılmış olsa da, zaman içerisinde bekleyişler, ödenen bedeller, hiç gelmeyenler ve en sevdiği renk mavi olanların da dahil edilmesiyle son halini almıştır. Yokluğun, Yalnızlığım ve Gölgen'i kanayan yerlerinize sıkı sıkı bastırmanızı tavsiye ederiz."


26 Haziran 2015 Cuma

Kadın Beyni Erkek Beyni / Serkan Karaismailoğlu


Beyne olan merakım yaklaşık birkaç sene önce başladı. Bunda sevgili arkadaşım Esra Öz'ün payı büyük. Onun sayesinde N Beyin'i tanıdım. Serkan Karaismailoğlu ve Sinan Canan'ın kurdukları N Beyin grubu, beyin üzerine süper ötesi şeyler anlatan, bizlere beyni sıkmadan bıkmadan usanmadan anlatan bir gruptu. Şimdi Serkan Karaismailoğlu sanırım gruptan ayrıldı, farklı üyelerle yoluna devam ediyor N Beyin.

Serkan Karaismailoğlu, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı'nda doktora yapmış ve halen aynı kurumda çalışmaya devam ediyor. Kitapta beyni size öyle güzel anlatıyor ki bayılıyorsunuz!Şaka değil, gerçekten okurken bayılabilirsiniz :) Esprili dili, açıklayıcı anlatımı ve verdiği önemli bilgiler ile okurken bir de bakmışsınız bütün kitabı çizik çizik çizmişsiniz!Aslında hiç sevmem okurken kitabı çizmeyi ama bu kitapta çizmem gerekti napıyım, hepsi çok faydalı bilgilerdi.

Altını çizdiklerimden bazıları:

- "Son 10 yılda yapılan çalışmalar çok net ortaya koymaktadır ki beynimizin kendine ait bir cinsiyeti vardır. Beynimizin sahip olduğu cinsiyet, biyolojik cinsimizden bağımsızdır. Yani genel anlamda erkeklerin çoğu erkek beynine, kadınların çoğu dişi beynine sahip olmakla beraber bunun tam tersi de söz konusu olmaktadır."

- "Erkekler kadınların söylediği şeyleri düşünürken, kadınlar erkeklerin söylemediği şeyleri düşünür."

- "Hollanda ve Portekiz'de yapılan bilimsel çalışmalar, erkeklerin beyni ile ilgili çok enteresan bir durumu gözler önüne sermiştir. Ergenlik dönemindeki testosteron ve östrojen hormonlarındaki dalgalanmaların, kız ve erkeklerin beyinlerinde duyma farklılıklarını iyice belirginleştirdiği gösterilmiştir. Örneğin yapılan bir çalışmada yaşları 17-25 arasında olan sağlıklı erkek ve kadın gönüllülere iki tip ses dinlettirilmiştir. Bu seslerden birinde kişilere müzik dinletilirken diğerinde belirli bir frekansta kendini tekrarlayan parazit sesler dinlettirilmiştir. Gönüllüler bu sesleri dinlerken eş zamanlı olarak beyin görüntüleri incelenmiştir. Kadınların beyninde hem müzik hem de parazit sesin etkin bir şekilde analiz edildiği görülmüştür. Yani beynin ilgili kısımları her iki ses türünde de aktif bir şekilde çalışmaktadır. Diğer taraftan erkeklerdeki durum bir miktar farklı sonuçlar ortaya koymuştur.
Erkeklerin beynindeki ilgili alan, kadınlarda olduğu gibi müzik dinlerken etkin bir şekilde çalışır ancak parazit sesini duyduğunda kadınlardan farklı olarak buradaki aktiviteyi durdurmaktadır. Yani parazit gibi kendini tekrarlayan bir ses durumu söz konusu olduğunda erkek beyninde ilgili alanlarda aktivite durmaktadır. Çok ilginç bir şekilde erkek beyni tekrar eden uyarıya daha fazla ket vurmaktadır. O nedenle sevgili kadınlar bir şeyi defalarca tekrarlama çabanız aslında erkeğin sizi hiç duymamasına neden olmaktadır. Çünkü erkek beyni sizin yaptığınız bu tekrarları otomatik olarak parazit gibi algılayıp beyindeki ilgili bölümde aktiviteyi kapatmaktadır. İşte bu nedenle erkek, duyamadığı bu tekrarlara "dır dır" adını vermektedir."

Bu kitabı herkes okumalı herkes! Uçarı kaçarı yok!


22 Haziran 2015 Pazartesi

Fil Kadar Küçük / Jennifer Richard Jacobson



Son zamanlarda okuduğum en güzel çocuk kitabıydı.

Kitapçıda dikkatimi çeken kapağı sayesinde tanıştım onunla. Arka kapak yazısını okuyunca anladım ki bir anne oğul hikayesi.

Küçücük bir çocuk düşünün. 11 yaşında ama yaşadığı şeyler için çok küçük. Bir gün annesiyle kamp yapmaya gidiyor ve ertesi sabah uyandığında yanında annesinin olmadığını görüyor. Sadece annesinin değil, kiraladıkları arabanın da yerinde de yeller esiyor. Annesinin akli dengesi yerinde değil ve önceden de böyle şeyler yapmış, ancak Jack o kadar cesur ve güçlü bir çocuk ki, annesini kendi aramaya karar veriyor ve böylece macera başlıyor.

Yazar bir çocuğun yaşadıklarını, hissettiklerini öyle güzel anlatmış ki bence çocuk kitapları yazarı olmak demek bu demek! Tıpkı bir çocuk gibi düşünebilmek, hareket edebilmek, hissedebilmek ve bunları okuyucuya çocuk gibi aktarabilmek...

Çocuklardan önce yetişkinlere tavsiyedir bu kitap...

Kitabın arka kapak yazısı şöyle:

"Filler tehlikeyi sezebilir. Onlar, yaklaşan tsunamiyi ya da depremi önceden hissedebilme kabiliyetine sahiptir. Ne yazık ki Jack bu yeteneğe sahip değildi. Bu yüzden, hayatının tepetaklak olduğu gün, hazırlıksız yakalanmıştı.

11 yaşındaki Jack, sabah uyanıp önceki gün annesiyle geldiği kamp alanında yalnız olduğunu fark eder. Akli dengesi yerinde olmayan annesinin daha önce de ortadan kaybolduğunu bilen ve buna alışkın olan Jack, diğer çocukların yapacağı gibi birilerine annesinin kayıp olduğunu haber vermek yerine kendi başının çaresine bakmaya karar verir.  Annesini kendisi bulacaktır. Bunun için yapması gerekenlerse önce karnını doyurmak, sonra da kamp alanından evine dönmenin yolunu bulmaktır."