16 Mart 2015 Pazartesi

Mavi Çember / Azize Kaya


Dün akşam evde oturmuş, kitaplığımın karşısında kitaplarımı inceliyordum. Gözüme bir kitap takıldı. Uzun zaman önce okuyacağıma ve blogumda tanıtacağıma söz verdiğim ama unuttuğum...Nasıl utandım kitabı görünce!
Filiz Hanım idi yanlış hatırlamıyorsam kitabı bana gönderen hanımefendinin adı. Okumamı rica etmişti, tabii okuduktan sonra da blogumda bahsetmemi. Seve seve demiştim ama işte elimde o kadar çok okunacak kitap olunca kitaplıkta unutmuştum kitabı.

Mavi Çember, Avrasya Yazarlar Birliği Edebiyat Akademisi'nde yazarlık eğitimi alan Azize Kaya tarafından kaleme alınmış kısa öykülerden oluşuyor.
Ben öykü okumayı hiç sevmem diyebilirim. Bu belki kötü bir huy ama öyküler bana biraz yavan geliyor kısa olduğundan (lütfen kimse üzerine alınmasın). İstediğim tadı alamıyorum, o sebeple de pek öykü okumuyorum.
Mavi Çember'e, içinde öyküler olduğunu bilmeden (fark etmeden) başladım. Kader isimli ilk öyküyü okuyunca yazarın dili öyle hoşuma gitti ki, hiç farkında olmadan kitabı bitiriverdim. Zaten ince bir kitap, 84 sayfa.
Kitapta 17 öykü var. Kısa kısa ama içleri dolu dolu. Ben Azize Kaya'nın öykülerini okurken, sanki yeni bir yazarı değil de yıllardır Türk edebiyatına eserler sunmuş bir yazarı okuyor gibi hissettim kendimi. Anlatımı, betimlemeleri, sadeliğini ben çok sevdim. Kendisini bu çalışmasından ötürü tebrik ediyorum. Umarım yazmaya hep devam eder.

Kitabın arka kapak yazısı şöyle:

"Herkesin yazmak için bir nedeni vardır. Kiminin söyleyecek sözü kiminin tutacak nefesi kalmamıştır. Kimi ölmemek için yazar kimi öldükten sonra da yaşamak için. Kimi biriktirdiklerini kimi bitirdiklerini yazar. Kimi harflerle konuşur, kimi konuştuklarını susturur yazarken. Bense hayata olan hıncımı yazarım. Önce yaşar sonra kağıda resmederim yaşadığımı...
Bu yüzden...
Minnettarım canımdan koparılan her cana.
Minnettarım çaldığımda açılmayan kapılara, zan uğruna kalemimi kıranlara.
Borçluyum aldatanlara, ayrılanlara ve de unutanlara.
Doğmayan aya.
Acıya ve aşka.
Borçluyum kalemime nam salanlara.
Siz olmasaydınız... Belki de hiç yazmayacaktım!"

Hiç yorum yok: